Kıbrıs planı tuzağı

A -
A +

BM'nin hazırladığı Kıbrıs planı üzerinde anlaşma olmasa bile Kıbrıslı Rumlar 2004'te AB'ye tam üye olacaklardır. Kıbrıs ile Türkiye'nin AB'ye girişi aynı tarihte olmalıdır. Aksi takdirde Türkiye'nin AB dışında Yunanistan ve Kıbrıs'ın AB içinde olduğu bir zeminde çözüm değil çözümsüzlük olur. Çeşitli ihtilaflar çığ gibi artar. Kıbrıs 1963-1974 yıllarına döner. Denge Türkiye lehine bozulduğu gibi Lozan ve Zürih Antlaşmaların'da Kıbrıslı Türklere ve Türkiye'ye tanınan hak ile garantiler sona erer. Rumların Türklere soykırım ve katliamı başlar. Olmaz diyenler yanılıyorlar. Bosna-Hersek, Kosova, Çeçenistan, Doğu Türkistan, Filistin, Keşmir ve daha nice yerlerde icra edilen katliamları unutuyorlar. Türkiye'nin müdahalesi imkansızlaşır. Girmeye çalıştığımız AB'ye savaş açmamız gerekir. AB ve ABD Kıbrıs meselesinde asla iyi niyetli değildirler. Art niyetli sözü bile ehven kalır. AB ve ABD'nin niyeti Kıbrıs'ı Girit yapmaktır. Eşit ortak kurucu maskesi Eşit ortak kurucu ancak Türkiye'nin AB içinde olmasıyla mümkündür. Aksi halde ilerde tek anayasa ve tek vatandaşlık statüsü ile Kıbrıslı Türkler, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar arasında sıkışan bir azınlık haline gelecektir. Girit'te, Rodos'ta, Batı Trakya'da vuku bulan olaylar Kıbrıs'ta daha kanlı olarak yaşanacaktır. Türkiye asla müdahale edemeyecektir. Çünkü bu kanlı olaylar AB'nin iç meselesi sayılacaktır. KKTC şayet AB'ye bağımsız bir devlet olarak girerse güç de olsa varlığını, kimliğini muhafaza edebilir. BM, AB ve ABD'nin istediği gibi ve raporda öngörüldüğü gibi Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar tek bir siyasi kimlikle girerse, bunun adı postmodern ENOSİS olur. Türkiye AB dışında kalırsa, Kıbrıslı Türklere tanınan ve iyi olarak vasıflandırılan haklar buz üzerine yapılan yazılar, buzdan yapılan şatolara benzer ve zamanın seyri içinde eriyip yok olur. Avrupa Birliği şayet samimi ise ve ilerde Türkiye'yi AB'ye almak niyetleri varsa neden Kıbrıs meselesinde acele ediyorlar? Türkiye ve Kıbrıs eş zamanda üye olursa bu mesele temelden halledilir. Ama AB'nin Türkiye'yi üye almaya asla niyeti yoktur. Kıbrıs'ı bahane ediyorlar. Daha doğrusu stratejik öneme haiz Kıbrıs'ın üzerine yatmak ve yutmak istiyorlar. Bu arada Türkiye de açık denizlerden tamamen tecrit edilmiş olacaktır. Kıbrıs bahane asıl mesele başka ABD-İngiltere-İsrail şer üçlüsü İslâm dünyasına karşı 11 Eylül'den sonra 8. Haçlı Seferini açmıştır. İslâm dünyasının başta petrol, zengin yeraltı kaynakları ve stratejik bölgelerinin işgaline karar verilmiştir. Kıbrıs'ta mesele yoktur. 1974'te Kıbrıs meselesi zaten kökten halledilmiştir. Ve Kıbrıs tarihinin en huzurlu yıllarını yaşamaktadır. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu kan gölü içinde yüzerken; Kıbrıs dünyanın en huzurlu bölgesidir. 8. Haçlı Seferinde işgal edilecek bölgelerin ilk sırasında KKTC vardır. Ortadoğu için üs vazifesi görecektir. Kıbrıs sabit uçak gemisidir. Varsayalım Kıbrıs'ı verdik. AB, Türkiye'yi alacak mı? Asla almayacaklardır. Sıra da Ege'de 12 mil, kıt'a sahanlığı, Fener Rum Patrikhanesinin dini devlet olması, Pontus, Heybeliada Papaz Okulu, Kuzey Irak'ta Kürt Devleti, Ermeni talepleri ve daha nice istekleri ard arda gelecektir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.