Kıbrıslı Rum yönetiminin telâşı

A -
A +

Rauf Denktaş'ın sınırları açması başta Kıbrıs yönetimi olmak üzere Kilise, AB ve ABD'yi telaşlandırmıştır. Annan planı tuzaklarla doludur. Planda iki gizli hedef; Kıbrıslı Rumlarla, Kıbrıslı Türkleri birbirine düşürerek bir iç savaşa sürüklemek... Bu iç savaş ile Türkiye ve Yunanistan arasında kısa süreli bir savaş ortamını hazırlamak idi. Ancak sınırlar açılıp, Kıbrıslı Türklerin Rumlara beklemedikleri hoşgörü ile davranması ve KKTC'ye Rumların akın akın gidişi bu planı şimdilik sekteye uğrattı. Baf Metropoliti Hrisostomos "işgal bölgelerinde yiyip, içme, eğlenme ve gecelemek akıl almaz bir şey" derken, Kilise gibi Rum yönetimi de Rumların KKTC'ye gidişine karşıdır. Demokratik Parti (DİKO) Başkan Yardımcısı Aristos "Gazinolarda sabahlayan ve balık yemeye gitmek bir anlamda tahriktir." Başta Rum Kilisesi, siyasi partiler ve hatta yönetim dahi yeni Rum lideri Papadopulos'a sert tenkitlerle adeta ateş püskürmektedirler. KKTC'nin 3 günlük konaklama izni Rumlarda sevinç, Kilise ve partilerde bozgun havası meydana getirmiştir. Eski lider Klerides de hoşnutsuzluğunu, "Annan'a başvurun bu duruma son verilsin" şeklinde dile getirmiştir. Tepkiler çığ gibi... Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Başkanı Lefteris: "Yönetim uykuda yakalandı. Rumların işi turistik ziyarete dökmesi yabancı turistlere de, biz neden gitmeyelim mesajı" vermiş olur. Komünist Akel Partisi politbüro üyesi Yannakis Kolakasidis "Rumların KKTC'ye gitmesi anlaşılamaz. Kabul edilemez. Bu işgale boş vermektir. Gelişmeleri eğlence ve kumar olarak gören küçük bir azınlık olmasını temenni ederiz." Rumların eski lideri Klerides ise "Sınırın açılması çok tehlikeli" demiştir. Her iki bölge arasında kapı aralanmıştır. Rum yetkililer bu aralanan kapıyı kapatmak için çare aramaktadırlar. Rauf Denktaş'ın sitemi: "Türkiye'nin Kıbrıs'ı tamamen kaybetmesini ve Kıbrıslı Türklerin 10-15 yıl içinde asimile edilmesini (yok olmasını) engellemeye çalışırken; Türk medyasında birkaç yazar hariç adeta beni vatan haini ilan ettiler. KKTC'yi hapishane ve beni gardiyan gösterdiler. Yok mudur Türk medyasında; Annan planını baştan sonuna kadar dikkatle okumuş ve bu belgenin ne büyük riskler taşıdığını farketmiş biri" Maalesef Türk medyasının önemli bir kısmı Türkiye ve KKTC'nin değil AB, Kıbrıslı Rum ve Yunanistan'ın menfaatini savunmuştur. Çünkü bunların menfaati yanında, Türkiye'nin güvenliğinin hiç önemi yoktur. Menfaat onların putudur. Kıbrıslı Türklerin aldatılan kısmı hariç, 1963 yılında kendilerini devletin başına iten, 1963-1974 arası 11 yıl mezalim, katliam yapan; nüfusça kalabalık ve ekonomik açıdan güçlü Rum toplumuna güvenmeleri beklenemez. 250 milyon nüfuslu Endonezya'dan 250 bin nüfuslu Doğu Timor'u (yüzde 70'i Hıristiyan) ayırıp bağımsızlığını tanıyan Birleşmiş Milletler, ABD ve AB neden KKTC'nin bağımsızlığına karşıdır? Bu çifte standarttır. Ayrıca Kıbrıs Cumhuriyetinin 1960 anayasası, Londra ve Zürih Anlaşmalarına göre Türkiye'nin üye olmadığı hiçbir uluslararası kuruluşa Kıbrıs adına kimse (ne Rum ne de Türk) giremez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.