Son günler demiyorum, son yıllarda futbol hariç herşey kötüye gitmektedir. Dış politikayı ABD, İç politikayı Avrupa Birliği ve ekonomiyi IMF'nin ellerine bırakmışız. Ve bu güçlerin haçlı zihniyeti ve tarihten kaynaklanan Türk ve İslam düşmanlığı ile ülkemiz her geçen gün sömürgeden daha kötü hale gelmektedir. Türkiye kendine güvenen idealist kadroların elinde olsa futbolda gösterdiği başarının aynısını gösterir. Türkiye IMF denilen uluslararası mafya çetesinin zulmünden kurtulmadıkça Türkiye futbolda yaşadığı sevinçten gayri sevinç, zafer ve başarıya hasret kalacaktır. Endonezya IMF'nin tuzağı ile 5-6 uluslararası bankanın esareti altına düşmüştür. Kendi milli bankalarını dış güçler yutmuştur. Endonezya halkının tasarruflarını çok uluslu bankalar fahiş faiz ile Endonezya'ya kredi olarak vermektedir. Demirbank'ı asıl fiyatının onda biri değerle dış bankalara peşkeş çekenler; şimdi Pamukbank'a aynı şeyi yapmak üzeredirler. Sanayi durdu. Tarım ve hayvancılık iflas etti. Bankalar yabancılara peşkeş çekiliyor. Meclis tatilde, başbakan hasta yatağında. Bu ülke başarı ve zaferlere hasret, Futbol milli takımınız dünya üçüncüsü, gerçekte 2'ncisi gibi her konuda başarıdan başarıya koşmak istiyor. Ama bu iktidar ile her gün bir önceki günü aramaya mahkumuz. Kıbrıs elden gidiyor mu? Kıbrıs ile ilgili bir değil en az 3-4 kutup teşkil edecek çok sayıda yazı yazdım. Dünden bugüne bazı şeyleri hatırlamakta fayda umuyorum. 1974'ten bu yana 38 yıl geçti. 40 yıldır Kıbrıs meselesi neden halledilmedi? Sebebi gayet basit Kıbrıs meselesine doğru teşhis konulamadı. Hıristiyan Batı, Siyonizm, Rusya ve diğerleri Kıbrıslı Türkleri yok ya da azınlık saydılar. Kıbrıs meselesinin hallini kendi ülke menfaatlerine göre çözümünü istemelerine dayanır. Kıbrıs meselesine elbette çözüm bulunabilir. Ama çözümünü istemeyenler Rumlar, Yunanistan, AB, ABD ve diğerleridir. Kıbrıs meselesi bu ülkelerin art niyetlerini bırakarak, Kıbrıs'ta yaşayan Türk ve Rumların isteklerini bilip, bu isteklerinin bileşkesinde ve ortak noktalar bulunarak halledilebilir. Kaldı ki Doğu Timor'un nüfusu birkaç yüzbin olduğu halde, Endonezya'dan koparıp 193'üncü ülke olarak bağımsızlığını son derece büyük merasimlerle tanıdılar. Endonezya'da nüfusun yüzde 93'ü Müslümandır. Hıristiyanlar sadece yüzde 3'tür. Katoliklerin çoğunlukta olduğu Doğu Timor'u bağımsız yaparak Endonezya'nın göğsüne bir hançer gibi sapladılar. Tıpkı Ortadoğu'da İsrail'in kuruluşu gibi. KKTC'nin kuruluşu ile haçın girdiği yere bir daha hilal giremez sloganı kiliselerde söylenemez olduğu için KKTC'yi ortadan kaldırmak istiyorlar. Bizim gafletimizle...