Oldukça sıcak bir eylül yaşıyoruz bölgede!.. Kamuoyu, basına sızan BM Raporu'na kilitlenirken, Türkiye'nin NATO'nun "Füze Kalkanı" projesine katılma kararı dikkatlerden kaçtı. Ankara, İsrail'e görülmemiş bir diplomatik savaş ilan etti. Olağanüstü bir gelişme olmazsa bu gerilim kısa zamanda dinecek gibi görünmüyor. Asıl sıcak dalgası eylülün ikinci yarısında çarpacak. Neden mi? 20 Eylülde BM'de Filistin'in devlet olma statüsü oylanacak. Kaderin garip cilvesine bakın ki, 1949'da İsrail'i tanıyan ilk devlet de Türkiye'ydi. Bugün sular başka yöne akıyor. Kısa süre öncesine kadar 3 tarafı denizlerle 4 tarafı da düşmanla çevrili bir ülke olan Türkiye, İsrail'in sinsi kuşatma planına karşı 24 saat tetikte olmalıdır. İsrail, Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Gürcistan, Ermenistan, özellikle Rum kesimiyle derin ilişkiler kurup bizi Akdeniz'de kuşatma hevesiyle kıvranıyor. İşte, böylesi bir ortamda gündeme düşen Füze Kalkanı, kafa karıştırdı. Öyle ya, Türkiye, sivil kayıplar için özür dilemeyen İsrail'i koruyacak "Füze Kalkanı" projesine neden evet dedi? Başka bir ifadeyle, Türkiye, İsrail'i korumaya neden talip oldu? Ya da bu işin aslı astarı bu mudur? Füze Kalkanı projesini bu şekilde okuyanlar, Türkiye'nin bağımsızlık refleksinden şüphe edenlerdir. NATO, OECD, GATT, Gümrük Birliği gibi kurumlar vasıtası ile emperyalist kampta yer aldığımız için İsrail'e kalkan olduğumuzu düşünenler, sığ suda yüzüyor! Şimdi madalyonun arka tarafından bakalım ve sorgulayalım. Ankara, gerçekte "PKK konusundaki tavrını netleştirmeyen İran'a karşı tavır alıyor" olamaz mı? Görünüşte İsrail'i kuşatan kalkan, İran'a ve İran destekli Nusayri rejimine karşı kurulan kalkan olamaz mı? Devrimin "İslam" tarafını çoktan tedavülden kaldıran İran, Hama'da Müslüman katliamına girişen Nusayri askerlerine arka çıkarken, acaba Türkiye'yi kuşatma planı mı yapıyor? Suriye ve Irak gibi İran'ın da Kürt kartını zaman zaman Türkiye'ye karşı kullandığını kim inkâr edebilir ki? Durun daha bitmedi! İçinden çıkılmaz bilmeceye dönen "PKK elebaşı Karayılan, İran'da yakalandı" haberi, Tahran'ın Türkiye'ye karşı duyduğu rahatsızlığın neticesi midir? Hatta, PKK'nın son dönemde Silvan ve Çukurca eylemlerinin genelde Arap Baharı özelde de Tahran'ın Ankara'nın Esad rejimine takındığı tavırla ilintili olduğu iddiaları mı Ankara'yı kalkan kurmaya ikna eden? Talihin garip cilvesi işte, füze kalkanı için Ankara'da dudak bükenler, Türkiye'nin İslam dünyasında parlayan yıldızından İran'ın duyduğu rahatsızlığı ne çabuk unuttu. Kalkanı geçtim ama Tahran'daki resmi halen doğru okuyamayanlar var!