Kızıl Elma
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünde (2023) dünyanın en güçlü 10 ekonomik gücü içinde yer almak Türkiye'nin yeni "Kızıl Elma"sı olmalıdır. Kızıl Elmanın tarihi en az 3- 4 bin yıl öncelere dayanır. Türk devletlerinin tarih boyunca Kızıl Elma kavramı olmuştur. Kızıl Elma dağdaki çobandan, devletin başındaki hakana, erden başkomutana kadar bütün milleti bir gaye etrafında birleştiren idealdir. Elma "Murad" ifade eder. Kızıl renk ise Türk töresinde ve İslamiyette derin manalara sahiptir. Kızıl renk murat rengidir. Bayrak kırmızıdır. Beyaz gelinliğin kuşağı kırmızıdır. Lohusa yatağında kırmızı hakimdir. Alemlere rahmet olarak gönderilen, güzeller güzeli şan ve şerefi yüce yaratılanların en güzeli, en şereflisi, iyi- güzel- temiz vasıflarının zirvesinde olan, Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Miraç'ta terledi ve terinden "Kızıl- Kırmızı gül" yaratıldı. Burak terledi, terinden sarı gül yaratıldı. (Menâkıb-ı Çihâr Yâr-ı Güzin) sayfa:525 636 yıllık Osmanlı Devletinin "Kızıl Elma" ideali devamlı ve çeşitli olmuştur. İznik, Bursa, Edirne, İstanbul, Roma, Viyana, Köln, Estergon... bunlardan bazılarıdır. Varsayalım Viyana feth olunsaydı Osmanlı başkenti ve hilafet merkezi Viyana olacaktı. Bazı Batılı tarihçilere göre Viyana feth olunsaydı bugün Oxford Üniversitesinde Fıkıh, Kelam, Hadis, Tefsir ilimleri öğretilecekti. Osmanlı Devletinde Kızıl Elma "Tarihte Türk cihan hakimiyeti ülküsünü temsil eden bir semboldür. Bu ülkenin esasını (İ'LA-YI KELİMETULLAH) da denilen gaza ruhu teşkil eder. Bu ise İslam dininin her yerde işitilmesini temin etmek demektir." (Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci) Sadece dünyanın en büyük 10 gücü arasında yer almak yeterli değildir. İşsizlikte ilk hedef yüzde 5 nihai hedef sıfır olmalıdır. Dünyanın en demokratik anayasası bu millete hediye edilmelidir. Hukukun üstünlüğü ve tarafsızlığı ve de insan hakları konusunda Türkiye dünya ülkelerine örnek olmalıdır. Tanzimattan bu yana Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetine hakim olan vesayet rejimi sona ermelidir. Vesayet rejiminin dejenere ettiği milli, manevi ve insani değerlerimiz ihya edilmelidir. Bu hedefler ulaşılamayacak şeyler değildir. Yeter ki birlik içinde olalım. Türkiye Türk ve İslam Dünyasının başı konumundadır. Güçlü olmaya mecbur değil mahkumdur. Türkiye'nin güçlenmesini önleyen her bölücü faaliyet Türk ve İslam Dünyasına ihanettir. Geçmişte Osmanlıya ihanet edenler bunu hâlâ ödüyor. İslamiyette kavmiyetçilik yoktur. Başarının ilk şartı birlik ve vücudun organları gibi olmaktır. Not: Okuyucularımın Mirac Kandilini tebrik ederim. Dünya ve ahiret saadetiniz için dua eder, kıymetli dualarınızı beklerim.