Çok partili demokratik sistemi benimseyen her ülkede "muhalefet" demokrasinin temel unsurlarından biridir. KKTC muhalefetinin hepsini suçlamak elbette haksızlık olur. Ama bazılarını muhalif mi yoksa Kıbrıslı Rumların ve AB'nin KKTC içindeki kaleyi içten feth eden; "Truva atı" rolünü üstlenmiş kişiler mi diye şüpheye düştüm. Volkan gazetesi yazarlarından Sabahattin İsmail'in 13 sayfa olarak yolladığı faksın içindeki muhalefet lider ve milletvekilleri adaylarının demeçleri son derece endişe vericidir. İşte bu demeçlerden birkaçı; - Mehmet Ali Talat'ın 19 Eylül 2003'te Vatan gazetesinde yayınlanan söyleşideki sözleri: "Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye uluslararası hukuk açısından Kıbrıs'ta haksızdır." Bu görüş ile Kıbrıs anayasası, Londra ve Zürih Antlaşmaları ile Garanti Antlaşmaları reddedilmiştir. -Mehmet Ali Talat'ın 19 Mayıs 2002 tarihli Yenidüzen gazetesinde yayınlanan söyleşisi: "Denktaş, egemenlik gibi bir konuya takılıp kalmıştır. CTP olarak artık böyle saçma sapan konularla vakit geçirilmesine izin vermeyeceğiz." Bu görüş ile KKTC'nin bağımsızlığı reddedilmektedir. Dünya tarihinde kendi devletinin bağımsızlığından vazgeçen bir parti lideri hatırlamıyorum. "Ceberut devleti yıkacağız" -Mehmet Ali Talat'ın 26 Mart 2003'de partisine ait Sim FM'de söyledikleri: "Ceberut devleti yıkacağız. Bu ceberut devlete karşı kavga vereceğiz. İçte ve dışta da mücadele vereceğiz. Ceberut devleti yıkacağız, kararlıyız." Bu ceberut devlet KKTC'dir. Kendi devletini yıkmak isteyen bir parti lideri olabilir mi? Devleti ıslah normaldir. Ama yıkmak asla tasvip edilemez. -Mehmet Ali Talat'ın Helena Smith'e verdiği ve 23 Eylül 2001 tarihli İngiliz The Guardian gazetesinde yayınlanan demeci: "Türkiye'nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz. Ancak burada yeterinden fazla kalmıştır. Denktaş, Kıbrıs Türklerinin değil; Türkiye'nin stratejik çıkarlarını savunmaktadır." -Mehmet Ali Talat'ın 18 Aralık 1997 tarihinde KKTC Meclisinde Ahmet Kaşif'e cevap verirken söylediği ve 19 Aralık 1997 tarihli Kıbrıs gazetesinde yayınlanan sözleri: "Türkiye, senin olabilir. Ama benim anavatanım değil. Sözlerimi saklamıyorum. Gazeteciler bunu yazabilir. Türkiye bazı gericilerin anavatanı olabilir. Ama benim anavatanım değil." "Türkiye bizi kurtarmasın" CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer'in ÖDP tarafından İstanbul'da düzenlenen "Kıbrıs'ta Barış" toplantısında söyledikleri ve 31 Mart 2002 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Oral Çalışlar'ın yer alan sözleri: "Türkiye artık lütfen bizi kurtarmasın. Bu kurtarılmanın bedelini yeteri kadar ödedik. Kimse tarafından bir daha kurtarılmak istemiyoruz." CTP üyesi Yenidüzen yazarı Sevgül Uludağ'ın Yenidüzen gazetesinin 15 Temmuz 2002 tarihli sayısında yer alan ifşaatı: "Bizi Amerikalılar örgütledi. 30 eğitimci olarak eğitti. Biz de 3 bin kişiyi eğittik. 10 bin kişiyi harekete geçirdik. 100 bin kişiyi etkiledik." KKTC'nin ve Türkiye'nin geleceği bunlara mı teslim edilecek? Bu Türkiye'nin intiharı olur.