Filhakika Med Krallığının önceki tarih devirlerini bilmeyen Kürtler, kendilerinin Medler’den geldiklerini zannederlerdi. Medler Ari ırkından oldukları için Kürtler de kendilerini Ari sayarlardı.
Kürt halkının menşeinin “Ari Irkı” olduğu inancı, bazı Avrupalı ve Amerikalı bilginler tarafından da paylaşılıyor ve bunlar Kürt halkının tarihini bu yönde tetkike yanaşmıyorlardı.
Fakat Kürtlerin bugünkü memleketlerine, Medler’in desteğiyle Med İmparatorluğunu kurmuşlardır. Zaten tarihî kayıtlar yanında, arkeolojik dokümanlar da ispat ediyor ki, Medler, Kürtlerin yanlış inanışlarının aksine, Kürt ırkından değildirler. Sadece güzel bir şekilde teşkilatlanmaları sayesinde bu topraklara yerleşip Kürtleri hakimiyetleri altına almışlar ve bizzat Kürtlerin desteğiyle Med İmparatorluğunu kurmuşlardır. Bugün biliniyor ki, Kürtler kendi memleketlerine yerleştikten 1800 sene sonra, Medler de bu memlekete gelmişlerdir.
O hâlde, hemen hemen tamamen ilmî olan bu olayların ışığı altında Kürtler asla Ari ırkından değildir. Sami ırkından da değildir. Bazı Alman bilginlerinin iddialarına göre Kürtler Turanidir. KÜRTLERİN ana vatanı ORTA ASYA’dır.
Hakikaten, Kürtlerin Asya içinde dağılışlarını kolaylıkla takip edebildiğimiz bugünkü coğrafi haritayı göz önüne getirirsek, Alman yazarlarının tespitlerinin doğru olduğunu rahatça anlarız. Bu hususta en yeni ve en mevsuk harita 1931 yılında birinci cildi bastırılan “Kısaca Kürt ve Kürdistan Tarihi” adlı eserin yazarına aittir.
Bu haritada Kürtlerin dağılışı takip edilebilirse, onların Orta Asya’dan Karakurum Ovaları civarından iki istikamette hareket ettiklerini müşahede ederiz. Bir yandan güneye inerek Afganistan’ı katederken, Herat civarında bir adacık şeklinde bir topluluk bırakarak Belucistan’a geçmişlerdir. Burada en yoğun olarak Kelat civarına yerleşmişlerdir. Daha sonraları bu kol batıya yönelerek Umman Denizi boyunca ilerlemiş ve Bender Abbas’ta konaklamıştır. Sonra buradan ayrılan bir küçük grup, Kerman yakınına yerleşmiştir.
Diğer yandan, hareket noktalarından batıya doğru yönelen kol, bugünkü İran’ın kuzeyini Meşhed civarını Kürt kabilelerinden ibaret küçük topluluklarla çevrelemiş, Tahran ile Hazar Denizi arasından, Hazar Denizi etrafındaki dağlar üzerinden, Kafkasya’nın güney batı hududuna kadar yol almıştır. Buradan, kesif bir topluluk hâlinde, yine yerleşme yerleri olarak İran’ın batısındaki sayısız dağ silsilelerini tercih etmek suretiyle İran Körfezindeki Bender-Buşir’e ulaşmışlardır. Kürtler Kürdistan’a yerleşirken bir kısmı da Adana’nın dağlık bölgeleri ile Ankara civarına, daimi olarak yerleşmişlerdir.
Not: Dr. Şükrü Mehmet Sekban’ın 1979 tarihinde hazırlamış olduğu “Kürt Meselesi” adlı eserinden geniş ölçüde istifade ettiğim yazıma gelecek günlerde devam edeceğim...