Makedonya'da şiddetli çatışmalar olduğu bir gerçektir. Bu gerçeğin altında kamuoyunun çok azının bildiği bazı gerçekler de vardır. Makedonya Hükümeti hadiseyi olduğundan fazla abartmakta olup, Makedonya'daki 1 milyona yakın, en azından 700 bin Arnavut'a baskılarını artırmak için bu çatışmaları fırsat bilmektedir. 2 milyon nüfuslu Makedonya'nın sadece 1 milyon 50 bini Makedon asıllıdır. Ama nüfusun Arnavut, Türk ve Çingeneden oluşan diğer yarısı azınlık muamelesi görmenin ötesinde; dağılan Yugoslavya Federasyonu'nda mevcut olan haklara sahip değildirler. Makedonya'da Makedon ırkçılığı sebebiyle diğer unsurlara son derece büyük bir baskı rejimi vardır. Makedonya üzerinde hak iddia eden Yunanistan ve Bulgaristan, Makedonya'ya tam destek vermektedir. Kosova'nın bağımsızlığına son derece karşı olan Yunanistan, dünya kamuoyunu ve Avrupa Birliğine ait kuruluşları Arnavutlar "Büyük Arnavutluk" peşinde propagandası ile Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını önlemektedir. Kaldı ki bu çatışmalar Büyük Arnavutluk için yapılmamaktadır. Makedonya'nın Kosova sınırında Arnavut nüfusun çoğunluk olduğu bazı köylerin statüsü belli değildi. Yeni Yugoslavya bu köyleri Makedonya'ya kısa bir müddet önce bırakmıştır. Kosovalı Arnavutlar buna karşıdırlar. Makedonya ordusu ile çarpışan Arnavutlar ise Makedonyalı değildirler. Ama Makedonya'nın Arnavutlara ve diğer unsurlara baskısı bu şekilde devam ederse; Makedonya'da iç savaş kaçınılmaz olur. Türkiye Makedonya Meselesinde dengeli bir politika takip etmelidir. Makedonya'ya destek verirken, Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıkmamalıdır. Kosova da Makedonya gibi 1389-1912 arası, asırlar boyunca Osmanlı toprağıdır. Ama Türkiye'nin şu anda Balkan politikası yoktur. Ülkelerin sınırlarının muhafazası ve üniter yapısı gibi klasik kalıplar içinde günü birlik politika icra etmektedir. Maalesef Türk dostu Berişa'nın banker kriziyle iktidardan düşürülmesinden sonra Arnavutluk ve Balkanlar'ı bir nevi Yunanistan'a devrettik. Rahmetli Turgut Özal devrinde Adriyatik'ten Çin Seddi'ne sloganı kaybolmuş, bunun yerine Ege ile Hazar Denizi arasına sıkışan bir şekle büründük. Makedonya çatışmaları ile "Balkanlar'ın haritası (sınırları) yeniden çizilmeli" tartışmaları tekrar alevlendi. İngiltere'nin eski Dışişleri Bakanı ve 1990'lı yılların ilk yarısında Avrupa Birliği'nin Bosna Özel Temsilcisi olan Lord Owen da, bu hafta içinde yaptığı açıklamada, "Bağımsız Kosova dahil, Balkan ülkelerinin haritasının yeniden çizilmesinin daha dayanıklı, yaşayabilir devletlerin kurulmasına imkân sağlayacağını" belirtti. Batılıların Balkan tabularının hepsini yıkarak çekinmeden konuşan Owen, Wall Street Journal gazetesine yaptığı açıklamasında, "Bütün Balkanlar'ı ihtiva eden 1878 Berlin Kongresi'ndekilere denk ön anlaşmalar ve büyük güçlerin de onayıyla çözüme gidilmelidir" dedi. NATO'nun Kosova'daki barış gücü görevini bile yapamaz duruma geldiğini iddia eden Owen, Kosova'nın Arnavut kökenli halk çoğunluğunun (% 90) iradesine rağmen NATO'nun (uzun vadede Sırbistan lehine) varlığını ne kadar sürdürebileceğinin sorgulanması gerektiğini belirtti. Reuters bazı Batılı uzmanların "tam bağımsızlıkları önündeki son engelin Batı olarak algılanması durumunda Avnavutların eninde sonunda silahlarını NATO kuvvetlerine çevireceklerini" iddia etti. Batılı bazı uzmanlar ise Makedonya'nın Güney Sırbistan ve Kosova'yla sınırlarının korunması ve terörizmle mücadelede Üsküp hükümetine yardım etmenin yegane yol olduğunu ifade etmektedirler. Yine bir kısım Batılı diplomatlara göre: "Eski Yugoslavya topraklarında yeni sınır lafları etmek, pandoranın kutusunu açacaktır." Karadağ ve Kosova tam bağımsızlık istemektedir. Nisan'da Karadağ'da bağımsızlık referandumu olabilir. Bosna Sırp Cumhuriyeti'nin de Bosna-Hersek federasyonundan ayrılması kaçınılmazdır. ....... Not: Çok sevdiğim, Cağaloğlu'nda yıllardır aynı odayı paylaştığım, sayısız güzel hasletlere sahip; rahmetli Ahmet Işık'ı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim. Allahü teâlâ rahmet eylesin. Kabri Cennet bahçesi olsun. (Amin)