Manavgat Suyu ve İsrail

A -
A +

Ankara'ya resmi bir ziyaret yapan İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres'in; Türk Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve devletin en üst yetkilileriyle görüşmelerinde, gündemin birinci maddesini, Manavgat Suyu'ndan İsrail'e içme suyu naklinin oluşturduğu ve bu konuda özel sektör kuruluşları ile işbirliği görüşmelerinin ele alındığı açıklanmıştır. Çok sayıda siyasetçi ve bürokratla yapılan görüşmelerde Peres, şunları söylemiştir: "Bize su, size para lâzım. Verin suyu alın parayı. Manavgat Çayı ve etrafını 40 yıllığına kiraya verin, ABD'deki Yahudi lobisi size tam destek olsun." İsrail yıllardır Türkiye'deki hayallerini (Manavgat ve GAP) başta olmak üzere gerçekleştirme peşinde olduğu gerçektir. Son ekonomik krizin yıllarca önce İsrail kontrolünde iç ve dış güçlerce kanalize edildiği iddiası acaba ne derece doğrudur. Yakında İsrail yetkilileri gelerek, Manavgat suyu bir oldu-bitti ile krizden istifade edilerek İsrail'in malı olması muhtemeldir. Türkiye su potansiyeli bakımından zengin değildir. Ayrıca çoğu köyler olmak üzere binlerce kentte susuzluktan kırılmaktadır. Siverek'in Veremli köyünde beşiktekinden en yaşlısına kadar bütün insanlar hastadır. Çünkü köyün insanları ve hayvanları yağmur sularının topladığı küçük bir su birikintisinden istifade etmektedir. İsrail'in su ihtiyacından önce Anadolu'daki susuzluk giderilmelidir. Manavgat Çayı denize değil, evlerin çeşmelerine akmalıdır. Hatta Türkiye'nin turizm merkezi olan Antalya bile susuzdur. Türkiye metreküpüne 23 sent isterken İsrail 10 sent vermektedir. İsrail'de çıkan "Ha'aretz" gazetesi Manavgat suyunun satışının hız kazandığını ve çok yakında nihai anlaşmanın olacağını yazmaktadır. Amiram Cuher imzalı haber yorumda konu hakkında geniş bilgi vermektedir. Adıyaman Milletvekili Mahmud Göksu, bu konuyu meclise getirerek yazılı cevap istemiştir. Manavgat Çayı'nın 80 km uzunluğu ve etrafındaki 2 km genişlik, İsrail'in kontrolünde olacaktır. Bu ise iki şeyi akla getirmektedir. İsrail'in Türkiye'de hükümran olduğu bir bölge olacaktır. Böyle bir durumda ise İsrail'in hedefi olan ve "Arz-ı Mev'ud" (Vadedilmiş Topraklar) hayalinde önemli bir adım atılmış olacaktır. İkinci olarak da MOSSAD bu topraklara yerleşecektir. İsrail Meclisinde şu slogan yazılıdır: "İsrail'in sınırları Nil'den Fırat'a kadardır" Nehir'i satmak bir nevi toprağı satmak sayılır. Suyu satmak ile nehiri satmak ayrı ayrı şeylerdir. Başlangıçta Manavgat suyunu satmakla başlandı ama şu anda nehir satılıyor. 40 yıl kira işin maskesidir. Bu durumu iyi anlamak lazımdır. Su tankerlerle ya da balon tipi vasıtalarla satılması düşünülebilir! Ama 80 km ve etrafındaki 2 km Manavgat'ın İsrail'e devri, toprak bütünlüğüne ters düşer. Sıra Akdeniz'deki limanların kira maskesiyle Ermenilere, Ege limanlarının Yunanistan'a devrine mi gelecektir? Manavgat Suyu denizden boru hattı ile nakledilsin. 1980'li yıllarda Barış Suyu Projesinde ırmakları kiraya vermek yoktu. Turgut Özal'ın projesine Arap ülkeleri karşı çıktılar. Kaldı ki ilim adamlarına göre "küresel ısınma ile yakında Türkiye'de kuraklık artacaktır. Manavgat'ın satışına Türk düşmanı İngilizler bile şaşırmıştır. "The Middle East" dergisi Nisan 2001 sayısında "Ankara son 20 yıl içinde yaşanan en kötü kuraklık sonrasında, Suriye ile Irak'a Dicle ve Fırat Nehirlerinden su akışını azaltmak zorunda kalabileceğini söylerken, Türkiye, müttefiki İsrail'e su satmak üzere benzeri görülmemiş bir anlaşma görüşmesi yapıyor. Bu anlaşma ile Arap komşuları arasındaki gerilimi muhtemelen yükseltecektir." demektedir. İsrail Batı Şeria ve Golan Tepelerini su kaynakları sebebiyle terk etmiyor. Barajlarda 2000 yılında 10 milyar metreküp su varken 2001 yılında (Mart ayı) 6 milyar metreküpe düştü. Türkiye su sıkıntısı çekerken İsrail'e su şöyle dursun 40 yıllığına nehir satmak asla tasvip edilemez. Böylesi anlaşılmaz bir duruma İngilizler bile hayret ediyor. Oysa tamamiyle Türkiye'nin aleyhinde olan bu durumdan Türk kamuoyunun haberi dahi yok. Su tankerleri sebebiyle Manavgat Çayı'nın denize dökülen civarında balıkçılık sona erecektir. "Sınırlarımız kuzey Kapadokya (orta Anadolu)daki dağlara, güneyde Süveyş Kanalına kadar dayanıyor" (Theodor Herzl Siyonist lider) "Yahudi halkının, gençlerimizin ve yetişkinlerimizin yerine getirmesi gereken başka bir haritası vardır. NİL'DEN FIRAT'A KADAR" (Ben Gurion İsrail ilk Başbakanı)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.