Terörist kim olursa olsun ve bunu ne maksatla yaparsa yapsın asla tasvip edilemez. İslâmiyet, insanın başta yaşama hakkı olmak üzere, her türlü insan hak ve hürriyetlerine son derece önem verir. Bir insanı âleme eşdeğer tutar. "İnsanın ölümü âlemin ölümü gibidir." İnsan hak ve hürriyetleri ilk defa Asr-ı Saadette, Medine-i Münevvere'de ilân edildi. Sonra gelen asırlarda dünyanın her köşesinde zulüm ve baskı oldu. Ancak 20. asırdaki insan haklarının ihlâli, terör ve zulüm görülmemiş boyutlardadır. 21. asırda da zalimlerin zulmü artarak devam ediyor. Balkanlar, Kafkasya, Keşmir, Doğu Türkistan, Cezayir, Burma, Filipinler ve Filistin'de derecikler halinde kan akmaktadır. Ne yazık ki, dünya kamuoyu bütün bu soykırımlar karşısında sessiz olmanın ötesinde kör, sağır ve dilsizdir. Batı'nın iki yüzü Filistin'de çoğu çocuk ve genç, toplam 600 Filistinli, İsrail polis ve askerlerinin kurşunları ya da füzeleri ile katledilmiştir. Böylesi bir katliamı nefretle kınadığımız gibi; Filistinlilerin intihar saldırıları ile İsraillilerin öldürülmesi de tasvip edilemez. Suçsuz ve masum insanların yaşama hakkına saldırı uygun değildir. Batı'nın soykırım karşısında tavrı ise çifte standartlıdır. Müslümanların katline sessiz kalanların, Hıristiyan ya da Yahudilere yapılan saldırılar karşısında ayağa kalkmaları nefrete sebep olmakta, insan hakları dersi verenlerin çirkin yüzünü göstermektedir. Katliam kime yapılırsa yapılsın tepki gerekir. Ayrıca şu gerçek bilinmelidir ki, (çok azı hariç) İslâm ülkelerindeki terörist teşkilatların beyin ekibi, bu terör teşkilatını kuran ve her türlü para desteğini temin eden, başta CIA olmak üzere RUS KGB, İsrail MOSSAD, bilhassa İngiliz Gizli Servisi ve Batılı istihbarat gizli servisleridir. Kahraman mı (!) terörist mi? Zulme rıza zulümdür. Ve zalime yardım eden, onun zulmüne maruz kalır. Körfez Savaşında masum insanların hatta sığınaktaki yüzlerce çocuk ve kadınları öldürüp kahraman ilân edilen Körfez Savaşı muharibi (çok sayıda madalya sahibi) Timothy McVeigh, savaştan sonra ABD'ye döndü. Öldürmeye öyle alışmıştı ki, her problemi silahla çözebileceğine inanıyordu. Ona göre ABD Hükümeti kendi halkına zulmediyordu. Çünkü hep fakir ve siyahlar idam ediliyordu. Bunun intikamını almak için resmi bir dairenin önüne patlayıcı yüklü aracı getirip, uzaktan kumanda ile patlatarak 168 kişinin ölümüne (19'u çocuk), yüzlerce kişinin yaralanmasına yol açtığı gibi, cinayetin işlendiği 19 Nisan 1995'ten idam edildiği 11 Haziran 2001 tarihine kadar ABD'ye 2 milyar 300 milyon dolar maddi hasara ve harcamaya sebep oldu. Körfez Savaşında ABD'nin emperyalist menfaatleri için Müslümanları öldürürken kahraman olarak madalya takıldı. ABD'deki cinayet (!) için idam edildi. Acaba birincide kahraman, ikincide terörist ilan edilirken ölçü neydi? Bununla beraber "Oklahoma Bombacısı"nın asıl suçlusu kimdir? Gerçek anlaşılınca Ancak işin enteresan tarafı, Türkiye'de bazı medya kuruluşları Oklahoma'daki bu cinayeti "Radikal İslam Terörü" olarak gösterdiler. Tabii gerçek suçlu bulununca susmak zorunda kaldılar. Hatta Clinton'ın demeci üzerine adeta üzüldüler. ABD'nin 50 eyaletinin 38'inde idam vardır ve en çok idam Teksas'ta olmaktadır. Timothy'nin infazı 1963'ten bu yana ilk defa federal hükümetin idam kararıdır. Timothy'nin el yazısı ile son sözü: "Masumların ölmesi beni üzdü. Ancak federal hükümetin cezalandırılması için bu gerekliydi." olmuştur. 168 kişinin katilini asan ABD ve AB, Türkiye'ye siyasi ve ekonomik baskı yaparak idam cezası gören Öcalan'ın idamını önlemişlerdir. Almanya ise Çeçenistan'da soykırım yapan Rusya'ya 100 milyar doları aşan yardım yapmaktadır. Terör ve terörizm, emperyalizmin bir vasıtasıdır!..