"Millet-i Sadıka" diye bilinen ve Osmanlıda çok sayıda bakan (münhasıran hariciye nazırı) olarak görev almış onbinlerce Ermeni asıllı bürokrat ve binlerce sanatkarın Osmanlı Medeniyeti ve iktidarında payı vardır. Osmanlının son yıllarında emperyalist güçler bazı Ermenileri kandırarak Osmanlının yıkılışında kullandılar. Elbette yapılanlardan bütün Ermeni cemaatini suçlamak adalete uymaz. Kaldı ki cumhuriyet döneminde (1923-2005) Türkiye bir yığın sıkıntılı günler (sağ-sol, ASALA, PKK terörü) yaşamıştır. Ancak bu dönemlerde Türkiye'deki Ermeni asıllı Türk vatandaşları daima devletin yanında yer almış, bölücü ve yıkıcı faaliyetlere karışmamışlardır. Tuzağa düşmeyelim Geçmişte olduğu gibi, önümüzdeki Avrupa Birliği müzakerelerinde de "Sözde Ermeni soykırımı" gündeme gelecektir. Bu rolü Fransa üstlenmiştir. Hatta Fransız liderleri bunu açıkça itiraf etmişlerdir. Emperyalist güçlerin ileri sürdükleri Ermeni soykırımı asla olmamıştır. Her devletin milli bütünlüğü gereği "tehcir" hadiseleri olmuştur ancak Osmanlı arşivleri herkese açıktır. Emperyalist güçlerin ileri sürdüğü azami 5 delil tamamen sahtedir. Bu deliller Emperyalist güçlerin ve onların kullandığı fanatik Ermenilerin yalanlarına dayalıdır. Aslında bazı batılı tarihçilerin de itiraf ettiği gibi gerçekte Ermenilere değil Osmanlı halkına soykırımı yapılmıştır. Yetkili merciler bütün arşivi ve belgeleri dünya kamuoyunun önüne sermelidir. Hatta Türkiye lehinde olup, Almanya tarafından açıklanmayan arşivler de ortaya serilmelidir. Biz haklıyız. Ve iftiraya uğrayan bizleriz. Tarihçi Cezmi Yurtsever'in açıklamasına göre 1918 yılında Adana'nın Kozan ilçesinde işgalci Fransız ordusunun desteği ile Türkler diri diri fırına atılarak Ermeni çeteciler tarafından katledilmiştir. Anadolu'nun çok sayıda bölgesinde Ermeni çetelerince katledilen toplu mezarlar ve halen yaşayan çok yaşlı kişilerin ifadeleri belge olarak kullanılmalıdır. Emperyalist güçlerin stratejisi şudur: 1- "Bağımsız Ermenistan ile bütünleşmiş bir yeni Ermenistan (Doğu Anadolu'da) 2- Ermenistan'da Sevr Antlaşmasında belirtilen sınırları içine alacak ve sosyal demokrat bir idare tesis edilecek 3- Ermenilere karşı işlenmiş tüm suçların bedeli işgal edilen Ermeni topraklarının iadesi ve tazminatların ödenmesiyle karşılanacak. 4- Bütün bunlar 4 T (Terör, Tanıma, Tazminat ve Toprak) formülü ile icra edilecektir." Özet olarak bu iş şaka değildir. Avrupa ve Amerika'da Ermeni lobisi çok güçlüdür. Buralarda Türk ve Müslüman nüfusu Ermenilerden kat kat fazladır. Yalnız Türkler değil Müslümanlar da Türk lobisi içinde yer alarak mücadele etmeliyiz. Emperyalist güçlerin asırlardır icra ettiği gerçek soykırımlar medya tarafından neden gündeme getirilmiyor? "Sözde Ermeni Soykırımı" yalanı ve masalı Sevr özleminin ve hayalinin ifadesidir. Kaldı ki; Osmanlı arşivleri, Genelkurmay, Asker ve Tarih Stratejik Etüd (ATASE) Başkanlığının 234 numaralı arşivinde asıl katledilenlerin Türkler olduğu ortaya çıkmaktadır. Ve bir itiraf... 1995'ten bu yana Ermeni cemaatinin en yüksek tirajlı gazetesi "Agos"un Genel Yayın Müdürü Hrant Dink'in itirafı şöyledir: "Emperyalizm bizi birbirimize düşürdü. Geçmişte iki halk olarak emperyalistlerin elinden çok çektik. Huzursuzluğumuzun nedeni onlar. Bugün de emperyalist sistemin ve büyük devletlerin elinde bu konunun konuşuluyor olmasını bir Ermeni olarak kesinlikle kabul etmiyorum. Benim konuşacağım bir şey varsa oturur sizinle, tarihi de, geleceğimizi de konuşurum. Ben her şeyi sizin bilginize ve vicdanınıza bırakırım. Ayrıca tarihten hiç husumet çıkarmam. Tabu konu kalmasın. Konuşalım, okuyalım, muhakemeyi kendimize yapalım. Böyle bir ortamda hiçbir dayatma imkan bulamaz. Ermeni halkını hâlâ bir kuyunun 1915 metre dibinde tutmaya çalışanlar var. O travma içinde onu tutmak istiyorlar. Oysa bu halkın artık kuyunun ağzına erişmesi, bu kuyudan kurtulması lazım. Bunun için de birileri elini uzatmalı. Bağdat Demiryolu hattını, Almanların rolünü, Fransız ve İngiliz göz yummasını incelemeden tehcir olayı anlaşılamaz."