Milli benliğimizi tehdit eden tehlike

Türk Milletini bölmek isteyenler, Türkiye'yi bir Hıristiyan ülkesi yapmak isteyen misyoner faaliyetleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak işbirliği içindedirler. İnsanları hasta eden mikroplar her zaman mevcuttur. Ama şartlar ve ortam müsait olunca salgın olur. Şu anda milli bütünlüğümüzü tehdit eden en korkunç tehlike misyoner faaliyetleridir. Dokuz Eylül İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Hakkı Yardıman dünyada her yıl misyonerlik faaliyetlerine 300 milyar dolar harcandığını açıklamıştır. Ve Türkiye için çok ince hesaplar yapılmaktadır. 64 yabancı ülkeden 41 bin 683 kişi, Türkiye'nin 70 kentinde gayrimülk sahibidir. Yunanlar İzmir'i, Almanlar Antalya'yı tercih etmektedir. Başbakanlık eski müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu'nun Samsun'da yaptığı konuşmaya göre: Türkiye'de 86 bin camiye karşı 21 bin kilise vardır. Kaldı ki Müslümanlar 70 milyon Hıristiyanlar sadece 50 bindir. Kırgızistan'da 1991'den bu yana 500 bin kişi Hıristiyan olmuştur. Dünya kiliseler birliğinin bir numaralı hedefi: 2000- 2010 arasında yani 10 yıl içinde Türkiye'de 5 milyon Müslümanı Hıristiyan yapmaktır. Bizim ise, 12 bin cami imamsızdır. 7 bin camide ise vekaleten görevli vardır. Türkiye'de din görevlisi sayısı 75 bin, misyonerler ise din görevlisinin 2 misli yani 150 bindir. Misyonerlerin bütçesi 1990 yılında 157 milyar dolar iken, 2000 yılında 220 milyar doları, şu anda da 300 milyar doları bulmuştur. Başta İranlı olmak üzere Türkiye'ye sığınan mültecilere misyonerler Hıristiyan olursanız size yardım ederiz demektedirler. Çiğdem kilisesi İranlı mültecileri para karşılığı Hıristiyan yapmaktadır. Misyonerlik Haçlı Seferidir Ankara Ticaret Odasının misyonerlikle ilgili dehşet veren raporu ilgilileri (istisnalar hariç) gaflet uykusundan uyandırmalıdır. Raporda asıl tehlikenin misyoner faaliyeti olduğu ve bu faaliyetlerini demokratikleşme yasalarından güç alarak yaptıkları ifade edilmektedir. ATO Başkanı Sinan Aygün işgalin mimarlarını şöyle tarif etmektedir: "Afrika'da öz deşiyler Hıristiyanlar Afrika'ya geldiğinde ellerinde incilleriyle gözlerimizi kapatıp bize ibadet etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda onlar bizim topraklarımızı, madenlerimizi, biz onların incillerini almıştık. diye tarif ediyorlardı" Yine ATO'nun raporuna göre misyonerler Türkiye'de 300'den fazla kilise, 44 vakıf, 36 dernek, 7 gazete, 12 internet sitesi, 2 yayınevi, 6 dergi, çok sayıda kitabevi, 1 kütüphane, 5 radyo, çok sayıda manastır, 2 kafe, 1 acente, 1 mahfil, 1 otel, 1 tercüme bürosu, 2 müze, 2 kale, 4 harabeye sahiptir. Hakkari Valisi Erdoğan Gürbüz'e göre 40 bin gencimiz Hıristiyan olmuştur. Misyonerlerin hedefi işsizler, üniversite gençleri, fakir halk, vize ve burs peşinde koşanlardır. Misyonerlerin itirafı: Vatikan ve Kiliseler Birliği adına "Dinlerarası Diyalog" fikrini ortaya atan misyoner teşkilatının lideri Lois Massignon'un Misyonerler Zirvesinde yaptığı konuşma aynen şöyledir: "Müslümanların herşeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bağlılıkları ve insani duyguları mahvoldu. Onların milli ve manevi değerlerini Batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyetten uzaklaştırdık. İslamiyeti öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur'an-ı kerim öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu hiçbir şeye tam olarak inanmıyorlar. Ehl-i sünnet itikadı başta gelen düşmanımızdır. Bu itikadı geçmişte sapık inançlara kanalize ettik. Son yıllarda ise Müslüman görünen bazı ilahiyatçılarla 14 asırlık dinlerini, itikadlarını, ibadetlerini tartışır hale getirdik. Derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra siz misyonerlerin işi daha kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vaadi, yurt dışında iş imkanı hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapınız..."