Millî birlik zaruridir

A -
A +

Anadolu medeniyetler, milletler, devletler ve beylikler mezarlığıdır... 800 yıllık Endülüs'ü ve 636 yıllık Osmanlı'yı yıkan güçler; aynı silahlarla ve asrımızın imkânlarıyla tuzak ve hileler yapmakta, Türkiye Devletini yıkmak ve Türk milletini bölmek için son derece hain saldırılarını sürdürmektedir. Bazıları kendine "Türkiye, Endülüs'ün son yıllarını mı yaşıyor?" sorusunu sormaktadır!.. Dinî bütünlüğümüz millî bütünlüğümüzün teminatıdır. Türk milleti 16 devlet kurabilmenin bilgisine ve tecrübesine sahiptir. Millet ve devletleri var eden sebepler bellidir. Bu sebepler arasında millî ve manevî değerler ilk sıradadır. Millet ve devletleri yok eden hileler de bellidir. Türk milletinin çok az dostu, son derece fazla düşmanı olmuştur. Düşmanlarımızın en büyük hedefi bizi biz yapan değerlerimizi zafiyete uğratmaktır. Bir milletin millî bütünlüğü dinî bütünlüğünden geçer. Milletlerin manevî bütünlüğü aynı zamanda millî bütünlüğünün teminatıdır. Vücut anatomisi bir bütündür. Bir bölümdeki anormallik dengeyi bozar. Batının kalbinde ve dimağında yatan Sevr'i hortlatmaktır. Milletin ve devletin ideali, ait olduğu toplumun birikim ve özellikleri ile uyumlu olmalıdır. Toplumun temelinde fertleri birbirine bağlayan görünmez bağ vardır. Fertler tarih ve kültür birikimiyle ortaktır. Notre Dame Katedrali, Eyfel Kulesi Fransızların ortak mirasıdır. Süleymaniye, Ayasofya, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı hepimizindir. Bir toplumun ideallerinin gelişmesinde mütefekkirler (düşünürler), sanatçılar temel atar. Bilim adamları bu temel üzerine inşa ederler. Bayraklar, ait oldukları milletlerin şahsiyetlerinin, isteklerinin, ideallerinin ve inançlarının alametleridir. Tarihinden ve manevî değerlerinden kopuk bir milletin millî heyecanı ancak ve ancak Türkiye'nin oynadığı futbol karşılaşmasında (90 dakika) görülebilir. Ancak unutulmaması gereken milli ruh ve heyecan önemlidir ve devamlılık ister. Devlet ise milli ruh, heyecan ve biz şuurunun resmileşmiş ifadesidir. Tarihte sabittir ki, milletlerin varlığı ancak devletlerin varlığı ile kaimdir. Hiçbir devlet varlığını tesadüflere ve rastlantılara terk edemez. Milletler, devletler eliyle varlıklarını sürdürürken milli kültür ve heyecanı ayakta tutmayı gaye olarak görürler. Millî değer ve heyecanın yeni nesillere aktarılması zaruridir. Küreselleşen dünyada millî birliğimizin teminatı millî ve manevî bütünlüğümüzdür. İstiklal Harbinde silahımız yoktu, paramız yoktu. Yani her sahada son derece zayıf idik. Çanakkale Savaşında da aynı durumdaydık. Maddi bakımdan son derece zayıf olmamıza rağmen milli ve manevi değerler bakımından o derece zengin ve zirvede idik. Bugün ekonomiden, eğitime, askerî ve teknoloji açıdan ve nüfus sayısı ile son derece güçlü durumda olmamıza rağmen dejenerasyon ve manevî erozyon neticesi millî ve manevî gücümüz Çanakkale ve İstiklal Harbine nazaran son derece zayıftır. Tarihteki bütün Türk Devletleri maddi güçle yıkılmamış, millî, manevî, dinî zaafları sebebiyle tarihten silinmişlerdir. Peki yapmamız gereken nedir? diyenleri duyar gibiyim. Evet üzerimize düşen görev, dinî bütünlüğümüz millî bütünlüğümüzün teminatı olduğu gerçeğini içimize sindirerek tarihimizle barışık geleceğe bakmaktır. Benden hatırlatması!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.