Milli kimliğin temeli

A -
A +

1960 yılında yayınlanan Dünya dergisinde şu bilgiler yer alıyordu: Haiti'de kilise ile şeker kamışı ve pirinç çiftlik sahipleri, kirli bir tezgâh hazırlıyor. Buna göre seçilen kişilere bir bitkinin özünden elde edilen ilaç içiriliyor. Bundan sonra kalb ve nabız son derece azalır. Öldü diye mezara konur. Gece çıkarılır başka bir ilaç ile ayılır. Ama mazisini unutur. Son derece dikkat edilen husus, bu kişiye tuz verilmez. "Zombi" haline getirilen bu kişiler, köle olarak çalıştırılır. Bir karnaval günü çiftlik sahibinin eşi bu zombilerden birkaçını yanına muhafız alarak şehre iner. Onlara tuzlu fıstık alır. Bir müddet sonra tuzun tesiriyle şuuruna sahip olan çığlık atarak, mezarlarının bulunduğu köye koşar. Hortlak zannedilen bu kişiler bu hale geliş sebeplerini anlatınca her şey ortaya çıkar. Haiti ceza kanununa göre, bir kişi birini zombi yaparsa cezası idamdır. Bizdeki durum Şu anda Müslümanların çoğunu Batı afyonu (kültür emperyalizmi-ekonomik baskı) vererek, kendi tarihinden, milli ve manevi değerlerinden koparmak şöyle dursun düşman ettiler. Dillerini dejenere ettirdiler. Ve en kötüsü dinlerinden kopardılar. Velhasıl istisnalar (onlar da çok az) hariç Müslümanları "zombi", "Truva atı", "mankurt" haline getirdiler. Ve bu zombilerin gaflet uykusundan uyanması için "tuzlu fıstık" yani kimliğine, milli ve manevi değerlerine dönme çabalarına da bir ad buldular: "İrtica ve gericilik"... Batı'nın son yıllarda İslam Dünyasına açtığı Haçlı Seferi ile zombileşenler gaflet uykusundan uyanmaya başlayınca, Hıristiyan Batı'nın ve onların İslam ülkelerindeki temsilcileri paniğe kapıldı. Şimdi acaba kim doğruyu söylüyor? Hıristiyan emperyalizminin safında yer alanlar mı, yoksa karşısında olanlar mı? Her nedense Osmanlı'nın yıkılışından bu yana savaşlar, hep Osmanlı'nın mirası olan topraklarda cereyan etti. Savaş hiç durmadı sadece cepheler değişti. Ancak Orta Doğu kazanında kaynayan sadece Müslüman kanı oldu. Türk Devletini yıkmanın ve Türk milletini bölmenin yeni stratejisi misyoner faaliyetleri ile İslamiyetten koparmaktır. Yani O'nu manevi gücünden mahrum etmektir. Macarlar Hunların torunlarıdır. Bulgarlar Türk kavmidir. Hatta bazı tarihçilere göre ilk İslam Türk Devleti Karahanlılardan önce Bulgarlardır. DNA tahlilleri yapılsa, Ermenilerin çoğunun, hatta Yunanlıların (Mora Yarımadası) ve Anadolu'dan Yunanistan'a Lozan Antlaşması ile gönderilen Rumların Türk olduğu görülür. Bu insanlar Hıristiyanlaşmış Türklerdir. Çarlık devrindeki çok sayıda Rus asilzadesi Ortodoks olmuş Tatar Türküdür. Dinini kaybeden Türkler Türklüğünü yalnız kaybetmemiş Türk'e en büyük düşman da olmuştur. Bazıları neden hâlâ anlamıyor? Misyonerlerin hedefi; Macarlar, Finler, Bulgarlar, Tatarlar, Türk asıllı Rumlar ve Ermeniler gibi Anadolu ve Türkistan Türklüğünü tarihe gömmektir. Unutmayın, Anadolu'da 30 medeniyet irili ufaklı 130 devlet sadece müzelerde ve tarih kitaplarında kalmıştır. "Türklük beden ise, İslamiyet ruh" durumundadır. Ruhsuz beden ölüdür. Ve çürümeye mahkumdur. Bilmem anlatabildim mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.