Devamlılık (ezelden ebede) sadece Allahü teâlâ'ya mahsustur. Şu anda Belgrad Hapishanesi'nde depresyon geçiren Slobodan Miloşeviç, çok değil 6 ay öncesine kadar Sırbistan'ın hakimiydi. Tabiri caizse "dediği dedik, astığı astık idi" Sarayda yaşıyordu. Şimdi ise tehlikeli suçluların bulunduğu Belgrad Merkez Hapishanesi'nde tek kişilik hücresinde yatmaktadır. Aslında ABD ve AB, Balkanlar'a yerleşmek için; Almanya doğuya yayılma ve Fransa ise Atlantik'ten Urallar'a Büyük Fransa hayalleri için Miloşeviç'i soykırım ile kullandılar. Şimdi ise ABD'nin verdiği 50 milyon ve vadettiği 100 milyon dolar için Miloşeviç tutuklandı. Miloşeviç eski Yugoslavya'yı "Büyük Sırbistan" yapma hayali ile kan gölüne çevirdi. Yıllardır ve halen milyonlarca insan maddi ve manevi bunalım içindedir. Miloşeviç, büyük çoğunluğu Bosnalı ve Kosovalı Müslümanlar olmak üzere soykırım neticesi katledilen en azından 500 bine yakın insanın katilidir. Bu denli zalim olan Miloşeviç'in tutuklanması, basında yanlış yorumlanmaktadır. Miloşeviç insanlığa karşı soykırım suçu işlediği için tutuklanmadı. Çekilen acılar, dünya kamuoyunun sızlayan vicdanı için hapishanede değildir. Tutuklanma sebebi, görevi suiistimal ve yolsuzluktur. 1989'dan bu yana 13 yıl Yugoslavya'nın diktatörü ve aynı zamanda dokunulmaz idi. Emperyalist güçler, kullandıkları Miloşeviç'in yavaş yavaş sonunu hazırladılar. Önce tahtından indirdiler ve şimdi de derdest ettiler. Miloşeviç'in asıl yeri "Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi"dir. Miloşeviç'i devirip Yugoslavya Devlet Başkanı olan Koştunitsa, Miloşeviç'in tutuklanmasını aylardır savsakladı. Başbakan Cinciş ise daha liberal olup, Batı'dan kredi almak için Miloşeviç'i kendi emrindeki emniyet teşkilatı ile teslim aldı. Koştunitsa emrindeki ordu devre dışı bırakıldı. Miloşeviç tutuklandı ama O'nun soykırım emrini yerine getiren Mladiç, Karaciş ve Markoviç dışardadır. Balkanlara 13 yıl kâbus yaşatan Miloşeviç'in arkadaşları serbest dolaşmaktadır. Bir Sırplı gazeteciye göre "Belgrad'daki hükümetin yarısını Lahey'e göndermek gerekir." Suçlu yalnız Miloşeviç değildir. 13 yıllık rejimdir. Bu rejim Sırp halkını tuzağa düşürdü. Miloşeviç ve ekibi Lahey'e gönderilsin diyen Sırpların sayısı % 60'tır. Gaye Miloşeviç olmamalı, ona destek veren ekibi de yargılanmalıdır. Ancak o zaman Sırbistan'da hukukun üstünlüğü ve demokrasi gelişir. Miloşeviç tutuklanmadan önce Rumen Curentel gazetesine verdiği beyanatta: "Bu mahkeme, uluslararası savaş suçluları mahkemesi hukuki değil, siyasi bir kurum. Yugoslavya'yı öldürmeye azmetmiş olanların hizmetinde. İstediklerini öne sürebilirler ama neden Arnavut teröristler ve halkımıza onca acı çektirenler hakkında kovuşturma açmıyorlar?" Miloşeviç kendini haklı sanmaktadır. Bosna ve Hırvatistan'daki Sırp ordusuna mali desteği sağladığının 3 sayfalık imzalı açıklamasını avukatı Toma Fila yapmıştır. Yolsuzluk iddialarını reddeden Miloşeviç, açıklamasında "Bu yargı sürecinin uzun yıllardır yaptıklarımı lekelemek için yeni iktidarın emriyle başlatıldığını düşünüyorum. Bu, özellikle devletin ve halkın çıkarlarını düşünerek, dünya güçlerine karşı çıkışını lekelemek için yapılmıştır." Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi Başsavcısı Carla Del Ponte, İtalya'da çıkan "La Republica" gazetesine verdiği beyanatta: Miloşeviç hakkında ikinci tutuklama emri hazırladığını belirtip; "Miloşeviç'in bu yıl sonuna kadar Lahey'de olacağını düşünüyorum" demiştir. Kendisi hakkında ilk tutuklama emri 1999'da çıkarılmıştı. Miloşeviç, tutuklama öncesi direnmiş ve çıkan olayda 1'i ağır 4 polis yaralanmıştır. Miloşeviç'in evinde 30 tüfek, 20 tabanca, 2 kutu bomba ile binlerce mermi ele geçirilmiştir. Uzun yıllar Miloşeviç'i destekleyen gazeteci Slavko Curuvija ve arkadaşı Aleksandr Tijaniç, yazdığı mektupta: "... Siz, Sırp kurumlarının liyakat ve değerlerini sistematik bir biçimde yok ettiniz. Siz, üniversite ve mahalli çiftçi derneğini aynı seviyeye getirdiniz. Sanatlar ve Bilimler Akademisi'ni bir yaşlılar bakımevi ile eş tuttunuz. Siz, kiliseyi, yasama erkini, medyayı, parlamentoyu ve hükümeti alçalttınız, rezil ettiniz... Ekselansları, ülkeniz, halkınız, dostlarınız 10 yıldır korku, psikoz içinde yaşıyorlar; etraflarında da ölüm, sefalet, terör ve ümitsizlikten başka bir şey yok; başka bir şey kalmadı." Bu gazeteci Miloşeviç'in sırlarını bildiği için evinin önünde, eşinin yanında 11 Nisan 1999 günü 17 kurşun ile öldürüldü.