Kendi ülke halkının değerlerini istismar ederek iktidar ve şahsi menfaat sağlayan politikacılardan biri de Miloseviç'tir. 29 Ağustos 1941 tarihinde Karadağ'da Pozarevaç'ta doğan Sırp asıllı bir kişidir. Babası Svetozan milliyetçi ve ırkçı papazdır. "Aziz Korku" ismiyle anılırdı. Arkadaşlarını hükümete gammazladığı için kiliseden kovuldu. 1962 yılında intihar etti. Arkasından kardeşi intihar etti. Annesi tarih öğretmeni ve bir okul müdiresidir. Komünist ideoloji sahibidir. Devamlı siyah giyinen ve akrabaları dahil kimse ile konuşmayan bir tiptir. Annesi de 1972 yılında intihar etti. Anne ve babasının anlaştıkları tek ortak nokta Türk ve İslam düşmanı olmalarıdır... Aile içinde sevgiden mahrum olan ve bilhassa annesinin aşırı baskılarına maruz kalan Miloseviç acımasız ve merhametsizdi. Her çareye başvurarak yükselmek onun tek hedefi idi. Hukuk tahsilini yaparken Mira Markaviç ile tanışır. Bu genç kız Miloseviç'ten daha hırslıdır. Ve adeta Miloseviç'i eşi yönlendirmiştir. Mira'nın annesi Vera ve teyzesi Davorjanka uygunsuz kişilerdir. Teyzesi Yugoslavya'nın lideri Tito'nun metresidir. Mira'nın babası belli değildir ama soyadını taşıdığı kişi komünist partisinde önemli bir yerdedir. Mira'nın babası ve bilhassa teyzesinin teşebbüsü ile komünist partisinde genç yaşta yükselir. Gelecekte Sırbistan Devlet Başkanı olacak olan İvan Stamboliç'in himayesine girer. İvan'a sadakatini ispat etmek için her hileye başvurur. İvan Stamboliç 1984 yılında komünist partisinin başına geçer. Miloseviç'i parti komitesine alır. Burada İvan Stamboliç, Miloseviç'i Belgrad Bankasının başına getirir. Ekonomiden anlamayan Miloseviç bankayı hortumlayarak, etrafına rüşvet dağıtır ve hortuma ortak ederek Ticaret Odası Başkanlığına seçilir. Bu imkanlarla devlet başkanlığı için zemin hazırlar. Para ile satın aldığı komünist parti üyeleri ile yaşlı komünistleri etrafında toplayıp partinin liberal ve reformcu kanadı ile mücadeleye başlar. Eylül 1987'de komünist parti kongresinde Başbakan Pavloviç'e yüklenir ve reformcu liberalleri saf dışı eder. Daha sonra kendisini himaye eden İvan Stamboliç'i devirerek yerine geçen Miloseviç, kardeşi Borislav'ı gizli servisin başına geçirir. Bu arada Sırbistan için bağış kampanyası başlatır. Yalnız para değil mücevherler de toplar. Ama bunlar hazine yerine Miloseviç ve adamlarının gizli banka hesaplarına girer. Hileli siyaset oyunları gibi "hortum" işinde de başarılıdır. Tito'dan boşalan silahlı kuvvetler başkomutanlığını da üstlenir. Bu yetkileri ele geçirinceye kadar her gruba şirin görünür. Ortdodoks kilisesi "aziz" şeklinde fotoğraflarını astı. Kaldı ki Miloseviç komünist ve ateist idi. Monarşistler Sırbistan krallığını ihya edecek diye destekledi. Milliyetçiler "Büyük Sırbistan" sözlerine kandılar. Komünistler zaten arkasında idi. "Büyük Sırbistan" hayali ile büyük destek topladı. Bu destek ile atıldığı macerada kendisini hücrede buldu. Yugoslavya dağıldı ve Sırbistan çok acı günler yaşadı. Bütün maddi gücünü silah almak için harcadı. Yugoslavya'nın Merkez Bankasından 6 milyar dolar 17 kişi vasıtasıyla Güney Kıbrıs'taki Offshore şirketiyle dışarıya kaçırılıp, İsviçre'de şahıslara ait "sır" hesaplara yatırıldı. Yugosvaya'ya gelen bütün insani yardımlar Miloseviç'e pay ayrılmak şartıyla mafyanın eline geçiyordu. Miloseviç siyasi iktidar ve para hırsı ile doyumsuz idi. Her ikisi de dünyada kaldı. Ahiret âlemine ise yüzbinlerce kişinin katlinin (sadece Bosna'da 300 bin Müslüman) vebali ile gitti. İlahi adalet asla şaşmaz ve haksızlık yapmaz. Adalet en adil bir şekilde tatbik edilir...