Mısır'da demokrasiye darbe

Mursi'ye darbe, Mısır'a kazanç getirmeyecektir. Tahrir Meydanı'nda mayalanan darbe, neredeyse bütün iktisadi teşekküllerin musluklarını Batı'ya akıtmak içindi, geçmişte olduğu gibi. Vesayet sistemiyle beslenen çevrelerin ekonomik çıkarları sıkıca korumaya alındı; en başta, Siyonizm ve emperyalizmin hizmetinde olan askerî cunta. Mısır'da ekonominin her alanında asker vardır. İsrail'le barış anlaşması imzalandığından bu yana ticaretle iç içe olan ordu, bugün neredeyse ülke ekonomisinin üçte ikisini kontrol eden dev bir holding görünümünde. Ancak, askerin bu derece ticarete gömülmesi, zamanla ülke savunmasıyla ilgili bilgi ve becerilerini zayıflattı. Orta Doğu uzmanı Robert Springborn'a göre, Mısır Ordusu sahip olduğu savunma mallarını dahi kullanabilecek durumda değil çünkü savaşa değil tüketime yoğunlaşıyor. Cunta, vakit kaybetmeden kendi yol haritasını devreye soktu. Cumhurbaşkanlığı makamına geçici olarak Adli Mansur getirildi. 1400 yıl sonra ilk kez bir Hristiyan Mısır'da üst makama oturtuldu. Böylece, bulmacanın siyasi şekli de ortaya çıktı.

Bu darbenin arka planında, İsrail, Batı ve Arap dünyasında büyük paralarla iktidarda tuttukları bazı işbirlikçileri vardır. Darbeler tünelinden günümüze uzanan Türkiye ise Mursi'ye destek verdi. Yakın zamanda, merkez üssü Gezi Parkı olmak üzere aynı karanlık eller Türkiye'de AK Parti iktidarını devirmek için hamle yaptı ancak hesaplar tutmadı. Demokrasiyi defalarca cunta yanlılarına peşkeş çekip bedelini millete fatura eden emperyalist çete, bugün bu gerçeğin hem farkında hem paniğindedir. Unutmayın, beşeri plandaki bölücü ve ayrıştırıcı planların üzerinde kıl kadar şaşmaz Külli irade vardır. Geçmişte İslam dünyasına yön veren Osmanlı'ydı. Gelecekte, İslam âleminin rotasını çizecek olan da Türkiye'dir.