Gerek Kuzey ve Güney Amerika gerekse Afrika, Avustralya ve Asya'da misyoner faaliyetleri ile soykırımların içiçe olduğu tarihi belgelerle sabittir. Kristof Kolomb'un Hint Adaları olarak sandığı Antil Adalarına ayak bastığında Amerika kıt'asının nüfusu en az 50 milyon idi. Bu kıt'ada Kızılderililer, Maya, İnka, Aztek ve Toltek'ler son derece yüksek bir medeniyete sahip idiler. Başta İspanya olmak üzere Hıristiyan Batı bu medeniyetleri imha ettikleri gibi Amerika'da yaşayan halkın tamamına yakınını katlettiler. Roger Garaudy'in (Yaşayanlara Çağrı) adlı eserinin 344. sayfasını gelin birlikte okuyalım: "Kolomb sözde Hıristiyanlığı yaymak maksadıyla çıktığı bu seferde tek bir gaye güdüyordu: Zenginlik ve ekonomik menfaat. Bu hedefe ulaşmak için Kolomb ve beraberindeki maceracılar işgal ettikleri ülkelerde bir yağmalama ve katliam hareketine giriştiler. Amerika kıtasının işgali Haçlı Seferlerinin bir devamı niteliğindeydi. Sadece sınırlar değişti. 718 yılında İspanya kilisesinin Müslüman Arap Endülüs'üne karşı başlattığı din ve ırk savaşını bundan sonra And Dağlarında Dizarre, Meksika'da Cortes gibi zalimler İnka ve Aztek İmparatorluklarını yerle bir edinceye kadar hiç durmadan sürdürdüler. Geriye kalanlar da Gırnata'nın El- Hamra'sıyla, Machopicchu harabeydi." Kolomb'un hayatını kaleme alan Elliot Morisor, 1492'de yeryüzünün en güzel köşesi olan Hispaniola Adası'nın bütün insanlarının yok edilmesi siyasetinin Kolomb tarafından başlatıldığını yazar. Çağdaş bir etnoloğa göre "1492'de 300 bin olması gereken ada nüfusunun üçte biri 1494- 1496 yılları arasında öldürülmüştür. 1548'de ise İspanyolların resmi fetih tarihi yazarı Oviedu, adada yaşayan Kızılderililerin sayısının 500'ü bulduğundan kuşkulu olduğunu söyler. Kolomb yolculuğa çıkarken kendisine büyük destek veren Kastilya Kralı adına ilk ayak bastığı topraklara el koydu. Ve İspanyol Hıristiyanlar tarafından Hıristiyanlığı yayma adına misyonerlerin ve Hıristiyan dini liderlerinin emri ile tarihin en büyük katliamı yapıldı..." Afrika ve Asya'da durum Misyoner sömürgeci taktiği Afrika ve Asya'da icra edilmiştir. Ülkeler silah, kaba kuvvet ve katliamlarla işgal edilmiştir. Askeri birlikle destekli misyoner ve ticari koloniler ülkeye yerleşerek, yerli halkın dinini, dilini, milli ve manevi kimliğini ve mazisi ile ilgili herşeyini imha ederek katliam yoluyla Hıristiyanlaştırmışlardır. Afrika'dan Amerika'ya giden kölelerin önemli kısmı Müslüman idi. Portekizli denizci Macellan Filipin adalarına 1521'de ulaştığında bu bölgede 2 İslam Devleti bulunuyordu. Şayet Macellan ve Portekizli asker takviyeli misyonerler 50 yıl geç gelmiş olsaydı, bugün Filipinler Endonezya gibi İslam ülkesi olacaktı. Portekizler Müslümanları katlettiler ve Filipinleri Katolik yaptılar. Sadece Mora bölgesi Müslüman kaldı. Şu andaki Filipinler başkenti Manilla Müslüman idi. Macellan gemiden iner inmez ilk işi ada halklarını kılıçtan geçirerek ve top ateşine tutarak katliam yapmak oldu. Oysa bu katil adamın ders kitaplarında bilime ve insanlığa hizmet yaptığı ifade edilmektedir.