Birleşmiş Milletler İran için karar alırken; İsrail'in sivillere ve tesislere saldırılarını kınayan bir karar almadı. Dahası ateşkes çağrısı yapmakta gevşek davrandı. Batılılar, işgal etmek istedikleri ülkeleri ilk önce "haydut devletler" listesine alır. İşgalini meşru göstermek için güçlü medya propagandası ile beyinleri yıkar. Daha sonra işgalin gerekçesini milletlerarası terör ya da sanal kitle imha silahı olarak açıklar! Oysa milletlerarası terör örgütlerinin çoğunun arkasında CIA ve MOSSAD olduğunu sokaktaki insan dahi bilir. Dünyada 13-15 milyon Yahudi vardır. İsrail Devleti Yahudi şeriatına göre idare edilen din devletidir. Yahudiler dünyanın her yanına dağılmışlardır. Çok sayıda ülkelerde münhasıran AB ve ABD'de ekonomiye hakimdirler. Irak'ın işgali petrolünü gasp ve İsrail'in güvenliği için yapıldığını İsrailli siyasiler itiraf etmektedir. Ancak İsrail Lübnan saldırısı ile ABD'yi çıkmaza soktu. Esasen Irak'ta 1200 ölü veren ABD bataklığa düşen insan gibi çırpınmaktadır. Lübnan'da 1 milyon insan evsiz kaldı. Okullarda ve çeşitli yerler iskan edildi. Ölenlerin sayısı binlercedir. Filistin ve Lübnan her şeyini kaybederken; İsrail ve ona destek verenlere karşı nefret çığ gibi artmaktadır. Lübnan ve Filistin'de İsrail vahşeti devam ederken anti-semitizmden bahsetmek yersizdi. Her iki ülkenin prestij ve imajı paramparça oldu. Su kaynakları, enerji tesisleri, binaları bombalayan İsrail savaş değil katliam yaptı. İsrail kaybettiği bir damla kan için, dereler halinde kan döktü. Ancak bu akan kanlar içinde boğulmaya mahkumdur. İsrail Kana gibi Hula'da da sivilleri katletti. Her gün en az 50 veya 100 sivil Lübnan ve Filistin'de bombalar altında ölürken dünya sadece seyretti. Cenazeler bile defnedilemedi. Unutmadan dünya medyası kirli savaşa değil magazine yer verdi. Neden acaba?..