Danışmanlık şirketi "Pricewaterhouse Coopers"in tahminlerine göre milli gelirlerde 2005'te 20. sırada olan Türkiye, 2006 yılında Belçika, İsviçre ve İsveç'i geçip 17. oldu. Gelecekte ise Hollanda, Avustralya, Kanada, Güney Kore, İspanya ve İtalya'yı geride bırakıp 12. sırada yer alacaktır. Tahmini milli gelir 42 bin doları bulacaktır. Ekonomisi en yüksek 17 ülke içinde yüzde 7 kalkınma hızıyla birincidir. Bu şekilde devam ederse Türkiye 2050 yılında ekonomik devlerin 6.'sı olacaktır. Türkiye'nin ekonomik açıdan dünya ülkeleri içinde 12. veya 6. sıraya yükselmesinin önlenmesi için çeşitli engeller gerekiyor. İşte (sözde) Ermeni soykırımı bu engellerden sadece biridir. Türkiye'de, cumhuriyet devrinde devlete, rejime en sadık topluluk, Ermeni asıllı Türk vatandaşları olmuştur. Ne cemaat olarak ne de ferden ihanetleri asla sözkonusu olmamıştır. Bizim sözde Ermeni soykırımı ile ilgili çok sayıda yazılarımız 1915'te böyle bir soykırım yapılmadığını vesikalara dayanarak anlatmaktadır. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün de ifade ettiği gibi "Geçmişimizle barışığız" Ermenilere asıl soykırımı Bizans yapmıştır. Selçuklu ve Osmanlı devrinde 800 yıllık bir müşterek tarihi geçmişimiz var. 1878 Berlin Antlaşmasına kadar Osmanlının 2 sadıka-ı milleti, Ermeniler ve Bulgarlar idi. 1915'te Ermeni sayısı Bilim adamı Prof. Yusuf Halaçoğlu'na göre: Ermeni Patrikhanesine göre toplam Ermeni sayısı 1 milyon 915 bin, Patrik Malachia Ormanian'a göre 1 milyon 895 bin 400'dür. Katliamı savunan Dr. Johannev Lepsius'a göre 1 milyon 845 bin 450'dir. İngiltere'nin İstanbul Büyükelçiliğine göre ise 1912 yılında Osmanlı Ermenilerinin sayısı 1 milyon 200 bindir. 1.5 milyon Ermeninin soykırımı için en az 3 hatta 5 bin toplu mezar olması gerekir. Oysa tek bir toplu mezar dahi yoktur. Buna karşılık Ermeni çetelerin katlettiği Müslümanların toplu mezarlarında her gün bir yenisi ortaya çıkarılmaktadır. İstanbul, İzmir, Halep ve Orta Doğu bölgesindeki Ermeniler zorunlu göçten muaf tutulmuşlardır. Ayrıca Türkler çok sayıda Ermeni komşularını gizlemişlerdir. Sanatkar, iş adamı, yaşlılar, kimsesiz çocuklar ile Protestan ve Katolik Ermeniler zorunlu göçün dışında kaldılar. Osmanlı Arşivlerine göre 6 bin 500 Ermeni eşkıyalar tarafından öldürülmüştür. Tehcir esnasında hastalık sebebiyle ölen Ermeniler olmuştur. Ama asla ve asla devlet tarafından bir soykırım söz konusu değildir. Mavi kitabın ise yalan beyanlarla dolu olduğu gün ışığına çıkmıştır. Kitabı hazırlayan Toynbee'nin 23 Haziran 1916 tarihinde Oxford Üniversitesinden Prof. Margoliouth'a yazdığı mektup aynen şöyledir: "Sayın Profesör Margoliouth 1915'te Ermenilerin gördüğü muameleyle ilgili belgelerden meydana gelen teferruatlı bir derleme için yazdığım giriş yazısını ekte gönderiyorum. Vakit ayırıp göz atarsanız ve gerçekler hakkında göze batan hatalı bir ifade veya yanlış noktalar varsa afişe etmenizi rica ediyorum. Benim bu konu hakkında bilgimin büyük bölümü pek sağlam değil ve ikinci ağızdan edinilmiş bilgilerden meydana geliyor. Bu ricayla sizi rahatsız etmekte tereddüt ettim. Ancak belgeler Devlet Mavi kitabı olarak yayınlanacak. Onun için yayınlanırken doğruluk taşıdığından emin olmanız çok önemli..."