11 Eylül, ABD için bir "Milat" oldu. Bu tarihten önce "rüyalar ülkesi" her türlü hak ve hürriyetlerin kullanıldığı ve dünya mazlumlarının sığınağı olan ülkede değerler çok değişti. Güvenlik adına demokrasi ve hürriyetler kısılmaya başladı. Haber ve yorumlara "sansür" kondu. Bush iktidarını ve sistemi tenkit eden yazarların işine son verildi. Medya bütünüyle Bush'un emrine girdi ve savaştan yana tavır aldı. Derin devlet yaptığı saldırıyla maksadına ulaştı. ABD'de "ırkçılık" hortladı. "İslam fobisi" şarbon'dan hızlı yayıldı. Ki bu virüslü tehditlerin arkasında da CIA ve MOSSAD vardı. ABD'li yazar Dr. Robin Cook'un 1988'de kaleme aldığı "Vektör" isimli romanda: "Yapılacak bir biyolojik savaşta şarbon mikrobu kullanılacak!... Toksinli mektuplar gönderilecek ve büyük binaların havalandırma boşlukları saldırı hedefi olacak..." Basında yer alan haberlere göre herkesten önce İsrail şarbon aşısı geliştirdi. Acaba şarbon paniği, bu aşının reklamı mı? 11 Eylül öncesi kiliseler bomboştu, şimdi dolup taşıyor. New York'ta suç oranı yüzde 37 azaldı. Gökdelenlerin kirası yarıya düştü. Ünlüler ve zenginler, metropollerden kaçıyorlar. Dünya Ticaret Merkezi (İkiz kulelerin) etrafına (Ground Zero) (Nükleer tahribata maruz kalan bölge) ismi veriliyor. İş yerleri bomboş, alış veriş neredeyse hiç yok. Wasp Cuntası ABD kurulduğundan bu yana "Wasp" (White + Angla Sakson + Protestan) tekelindedir. Başkanların neredeyse tamamı bu özellikleri taşır. Kennedy katolik idi ve CIA tarafından öldürüldü. 2 sene öncesine kadar Yahudiler, Hıristiyanlardan sonra ikinci sırada idi. Son dönemlerde ise Müslümanlar ikinci sıraya çıktılar. Kabul edilen yeni polis kanununa ve alınan tedbirlere göre Müslümanların ABD'ye girişi ve bilhassa vatandaş olması oldukça zorlaştı. Kaldı ki ABD'den kaçan Müslümanların sayısı da giderek artmaktadır. Müslümanlara ve bilhassa Araplar'a karşı hakaret, baskı ve zulümler arttı. Camilere saldırı günlük hadiselerden oldu. Arapların (ABD vatandaşı olsa dahi) uçaklara binmesi zorlaştı. Pilot ya da görevliler "tipin hoşuma gitmedi, in uçaktan" demeye başladılar. Hasılı son yıllarda bozulan dengeyi eski rayına oturtmak için bu Amerikanvari darbe yapıldı. Terör bahane ABD'nin Afganistan'a açtığı savaş, 21. asrın ilk petrol savaşıdır. Taliban'ın Afganistan'ın yüzde 90'ına sahip olmasını temin eden Amerika ve Pakistan'dır. Ancak Taliban son birkaç yıldır ABD'nin Hazar, Orta Asya petrollerindeki menfaatlerini tehdit eder hale geldi. Batı Sibirya ve Basra Körfezi'nden sonra en büyük petrol rezervi Hazar Denizi'dir. Sadece Türkmenistan'ın Karakum Çölü'ndeki doğalgaz rezervi 3 trilyon metreküptür. Amerika, Exco, Mobil, Chevron, Texoca, Unical gibi dev şirketlerinin Hazar'da menfaatini riske atmamak için Afganistan'a saldırdı. Zira Amerika ihtiyacı olan ham petrolün yüzde 51'ini (günde 19.5 milyon varil) ithal ediyor. 2020 yılında yüzde 64'ünü (günde 25.8 milyon varil) ithal edeceği tahmin ediliyor. Ancak daralan Amerikan ekonomisi bu yükü kaldırmakta zorlanacağa benziyor. Bu beleş zenginliği ele geçirmek için bazı Afganlıların ölmesi gerekiyordu. ...Ve öyle de oluyor!