1) Süleyman Nazif "Fırak-ı Irak" isimli eserini rahmetli annesine hitaben şöyle bitirir: "Ah Anne!.. Keşke ben yalnız senin öksüzün olsaydım. Ve yalnız senin öksüzün olarak kırk sene evvel ölseydim de böyle yetim-i vatan ve yetim-i terk kalmasaydım." 2) 19 Şubat 1919'da müttefik orduları İşgalci Generali F. D'Es Perey'in İstanbul'a girişi ve işgali üzerine bu günü "kara bir gün" başlıklı yazısında: "İşgalci Generalin dün şehrimize gelmesi münasebetiyle bir kısım (sözde) vatandaşlarımız tarafından icra olunan nümayiş Türk'ün ve İslam'ın kalbinde ve tarihinde kıyamete kadar kalacak bir yara açtı. Aradan asırlar geçse ve bugünkü keder ve düşkünlüğümüz yerine neşe ve saadet gelse yine bu acıyı duyacak ve bu üzüntüyü çocuklarımıza ve torunlarımıza nesilden nesile ağlayacak bir miras olarak terk edeceğiz." (Hayat ve eserleri, İstanbul Sayfa 44). İşgalci general bu yazının yayıncısının kurşuna dizilmesi için emir verdi. Yabancı dil istilası... Ne hazindir ki askeri güçle ülkemizi işgal edemeyenler, kültürel, ekonomik, psikolojik savaş ve medya yoluyla zımnen işgal etmiş sayılır. Antalya ve İstanbul başta olmak üzere turistik otellerin tamamına yakınının ismi Türkçe değil. İstanbul'daki ve büyük şehirlerdeki alış-veriş merkezlerindeki mağazaların yüzde 90'ını yabancı isimler taşımaktadır. Türkçe kelimeler ise adeta kendi vatanında garip olmanın ötesinde bir nevi parya gibidir. Necip Fazıl'ın dediği gibi (Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya). Asırlarca İslamiyet'e hizmetle şereflenen ve Müslümanların muhafızlığını yaparak kanını, canını ve dünyevi her türlü varlığını Rıza-i İlahi için feda eden bu şerefli milletin bazı torunları 100 dolara Hıristiyan olmaktadır. Bir araştırma neticesi... 4) Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Köylü'nün araştırmasına göre: "Son yıllarda dinler arası diyalog adı altında sürdürülen çalışmaların bir amacının da misyonerlik faaliyetlerini yürütmek olduğunu.... Hıristiyanlık dünyasının misyonerlik faaliyetlerinden vazgeçmediğini, bu kapsamda entelektüel, sosyal ve ekonomik sömürgeciliğin bugün büyük boyutlarda cereyan ettiğini... 1990'lı yıllarda 51 milyon 410 bin Kitab-ı Mukaddes 76 milyon yeni ahit dağıtılmıştır. Son 4 yılda ise 70 milyon Kitab-ı Mukaddes ve 110 milyon 'Yeni Ahit' dağıtıldı... Son yıllarda faaliyet gösteren 517 bin misyoner'in 296 bini Protestandır. 1990'lı yıllarda misyoner faaliyeti için 157 milyar dolar harcanmıştır. Son yıllarda ise Hıristiyanlığı yaymak için 220 milyar dolar harcandı... Yıllık plan 45 milyar dolardır..." Ve bu paranın çoğu Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinde harcanmaktadır. Bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacağız?