Nüfus problemi!

A -
A +

Türkiye başta olmak üzere Türk ve İslam Dünyasının önemli kısmında nüfus planlaması uygulanmaktadır. Hristiyan Batı ülkelerinde nüfus giderek azalırken İslam ülkelerinde nüfus artışı hız kazanmaktadır. Bu durum süper ve emperyalist güçleri ciddi ölçüde endişeye sevk etmektedir. Batı'nın teşviki ve parasal yardımı ile icra edilen nüfus planlaması ya da doğum kontrolü İslam ülkelerindeki nüfus artışını azaltma hedefini taşımaktadır. 1954 yılında dünya nüfusu 2 milyar 444 milyon idi. Bunun 332 milyonu yani 8'de biri Müslüman idi. Hristiyanların sayısı 800 milyon olup 470 milyon Katolik, 128 milyon Ortodoks ve 202 milyon Protestan idi. 11 milyon Yahudi ile 1 milyar 311 milyon kitabsız kâfir vardı. Bugün ise Müslümanların sayısı 1 milyarı aşmış, 1 milyar 300 milyon civarındadır. Dünya nüfusunun beşte biri Müslümandır. AB ülkelerinde son 25 yılda gençlerin sayısı 23 milyon azaldı. 65 yaşından yukarı olanların sayısı çocuklarınkini geçiyor. Her 30 saniyede bir evlilik sona eriyor. Her 25 saniyede bir kürtaj oluyor. 1982 yılında 6.1, 2006'da 5.1 milyon bebek doğdu. AB ülkeleri 2025'ten sonra nüfus kaybetmeye başlayacak. Fransa'da çıkan "Le Figaro" dergisi Haziran 1985 sayısında şu bilgileri vermektedir: "35 sene sonra, 2020 yılında Akdeniz çevresinde 348 milyon Müslüman nüfusa karşı, 160 milyon Hristiyan nüfus olacaktır. Hristiyan ülkelerden hiçbiri 60 milyonu geçemezken; Türkiye 100 milyon nüfusu ile Akdeniz bölgesinde ve Avrupa'da nüfus, yüzölçümü bakımından (Rusya hariç) en büyük ülke olacaktır. Halen Akdeniz çevresinde 161 milyon Müslüman ve 169 milyon Hristiyan yaşamaktadır." Süper ve emperyalist güçler, Türkiye'nin nüfus artışını frenleyerek 100 milyonluk güce varmasını kesin olarak önlemek istemektedir. Kalabalık nüfus ekonomik açıdan yük değil bir nimettir. Nitekim en ileri ihracat gelirine sahip Japonya ve ABD ekonomisinin en büyük dayanağı, kalabalık olan kendi iç piyasalarıdır. Dünya ekonomisi çeşitli krizler sebebiyle dalgalanmalar gösterir ve ihracat aşırı derecede azalabilir. Fakat kalabalık nüfus bu krizleri iç pazar ile frenler. Fazla üretim, fazla tüketim ile ülke ekonomisini ayakta ve güçlü tutar. Nüfusu az ülkeler ihracat daralmalarından aşırı derecede etkilenirler. Avrupa ilim adamlarının nüfusumuzu arttıralım feryadları ve ileri sürdükleri gerekçeler, İslam Dünyasındaki bazı gafilleri uyandırmalıdır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.