Önemine binaen

A -
A +

En az 30 yıl önce yazdığım bir yazıda; aşağıdaki bilgiler geçmişte olduğu gibi zamanımızda da son derece ağır tahribata sebep olmaktadır. Osmanlı'da Çelebi Mehmed zamanında "Devşirme" usulü ile bazı milletler dışında gayrimüslim çocuklar alınarak Müslüman aileler yanında İslami terbiye verildikten sonra İstanbul'a acemi ocağına kaydedilir. Yeniçeri olarak profesyonel ve ücretli asker olurlardı. 1826'da Yeniçeri Ocağı kuvvet kullanarak kaldırıldı. Osmanlının son zamanlarında ise İslam ülke aydın ve bürokratlarını kültür emperyalizmi ile Batı devşirmeye başladı. Ve bir dönem gelir İslam ülkelerindeki aydın âdeta serada gibi bir hayat ile halkla irtibatı kesti. Ve halka başka ülkeden gelmiş gibi davranır ve Batı'nın kıstasları içinde icraat yapar. Osmanlı Devletinde Rus elçisi olarak uzun yıllar çalışan İgnatiyef, hatırasında, Sultan 2. Mahmud Han zamanında, Fener Patrikhanesinin kapısında asılan 1821 Rum isyanının baş planlayıcısı, Patrik Gregoryos'un Rus Çarı Aleksandr'a yazdığı mektubu açıklamaktadır. Mektup özetle şöyledir: "Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Türkler Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetlidir. Gayet mağrurdurlar ve izzetli iman sahibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, padişahlarına, devlet adamlarına, kumandanlarına ve büyüklerine olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidirler ve kendilerini müsbet yolda sevk ve idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da ananelerine olan bağlılıklarından, ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir. Türklerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını parçalamak, dini sağlamlığını zayıflatmak icab eder. Bunun da en kısa yolu, milli geleneklerine ve maneviyatlarına uymayan harici fikirlere, hareketlere alıştırmaktır. Maneviyatları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok güçlü, kalabalık kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple Osmanlı Devletini tasfiye için mücerred olarak harb meydanlarındaki zaferler kafi değildir. Yapılacak olan, Türklere bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki tahribi tamamlamaktır." Büyük insanlar büyük hayallere sahiptir. Büyük devletler ise büyük düşünenlerdir. Artık Türkiye silkelenmeli ve değişen dengeler ve mevcut siyasi ortam içinde, milli menfaatlerini ön planda tutarak milli hedeflerini, milli stratejisini ve milli dış politikasını tayin ve tespit etmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.