Orta Doğu'da gelişmeler

Filistin'de seçim ile işbaşına gelen Başbakan İsmail Haniye 2012 yılının ilk günlerinde Türkiye'yi ziyaret etmiş iktidar ve muhalefet liderleri ile görüşmeler yapmıştır. Çeşitli temaslarının arasında "Mavi Marmara" gemisini de ziyaret eden Haniye burada "Sultan Abdülhamid Han'ın torunları Filistin'i unutmadı" dedi. Haniye daha sonra "Türkiye'ye Gazze halkının ve Kudüs'ün gönüllü muhafızlarıdır ve tüm Filistinlilerin selamını iletmek istiyorum. Şehitleriniz bizim şehitlerimizdir. Kanınız bizim kanımızdır. Biz bugünlere sizinle geldik ki Gazze'de ambargo sırasında ve Gazze'ye saldırı esnasında bize verdiğiniz destek dolayısıyla kardeşlik vazifemizi yerine getirelim şükranlarımızı iletelim..." dedi. 5 yıldır Gazze dışına çıkamayan Başbakan Haniye "Arap Baharı", Türkiye'nin desteği ve Mısır'daki değişimle Gazze dışına çıkmıştır. Mısır Gazze dışına çıkışını önlüyordu. İran 200 km menzilli füze denemesi yaptı. İlk nükleer yakıt çubuğu üretildi. Arap Baharının (Libya-Tunus-Mısır) üç ülkeye faturası 75 milyar dolar oldu. ABD'nin yeni stratejisi "Obama Doktrini" sessiz savaştır. Bu doktrine göre Orta Doğu'daki hastalığın adı "İslami Uyanış"tır. Şu satırlar New York Times yazarı Roger Cohen'e aittir. Yazarın makalesine göre: "Bundan sonra Orta Doğu'dan çekilir gibi yapacak ve daha yumuşak politikalar izler gibi yaparak bölgeye dışarıdan müdahale ya da o ülkedeki taşeronları ile yapacaktır." Irak ve Afganistan müdahalesi ABD'ye pahalıya mal olmuştur. ABD'nin yeni doktrinine göre Sünni-Şii çatışmaları için İran'da Azeri Türkler, Türkiye'de Kürtler kullanılacaktır. Washington Post gazetesinde 2 diplomatın ortak makalesinde: "Bu kötü savaş (ABD'nin Irak'ı işgali) açılmamış olsaydı binlerce Amerikalı halen yaşıyor olacaktı. ABD 1 trilyon dolar daha zengin, hâlâ gururlu, saygın ve ekonomik bakımdan dünyadaki en müreffeh ülkesi olacaktı..." Makalenin sonunda bu iki diplomat Obama'ya "İran ile ilişki kur" çağrısı yaptılar. İsrail Filistinlilerle arasına duvar örmüştü. Şimdi Ürdün ve Lübnan sınırına da duvar örüyor. Arap Baharı yanlış değerlendiriliyor. Arap Baharı ne AB'nin ne ABD'nin ne de emperyalist güçlerin işidir. En az 40 yıllık vesayet rejimine, köhnemiş, çürümüş, eski klasik sisteme karşı başkaldırı ve direniştir. Hızla değişen ekonomik, kültürel değerler ve demokrasi isteğidir. 20. asır "izm"ler ve toplu katliamlar devri oldu. Halklar yalanlarla aldatıldı. 21. asır ise demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü (hukukun bağımsızlığı ve tarafsızlığı) ve inanç devri olacaktır.