8 Ağustos 2001 tarihinde (yarın) İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Bülent Ecevit'in davetlisi olarak Türkiye'ye resmi ziyaret için gelecektir. Yahudi sermayeli BBC bile Şaron için katil ve kasap ismini kullanmaktadır. Geçen yıl 28 Eylül'de Şaron'un Haremüşşerif'te yaptığı provokasyon ile "ikinci intifada" başladı ve sona ermek şöyle dursun çığ gibi büyüdü. Şaron o zamandan bu yana genel bir savaş için ortam hazırlamaktadır. Uluslararası af örgütü son raporunda İsrail'i ırkçılıkla suçlamaktadır. İşgal altındaki topraklarda farklı yasaların uygulandığı, mahkemelerin Araplara ayrı, Yahudilere ayrı davrandığı, polisin ayrımcılık yaptığını belgelere dayanarak açıklamaktadır. Hamas'ın intihar yemini Batı Şeria'daki Nablus kentinde İsrail tankları Hamas'a ait 7 katlı bir binaya ateş açarak 6 yönetici ve 2 çocuk (kardeşler) olmak üzere 8 kişiyi öldürdü. Olayda 15 kişi de yaralandı. 1 Ağustos 2001 günü cenaze törenine yüzbin kişi katıldı. Hamas'ın liderlerinden Şeyh Ahmed Yasin, "İsrail bu saldırının bedelini ödeyecektir. Bizim kanımız ucuz değildir" dedi. Başka bir yetkili de: "İsrailliler eylemlerinin Hamas'ın intikamına yol açacağını biliyorlar. İsrail öldürürken kimseyi gözetmiyor. Filistinli olsun da kim olursa olsun..." dedi. İsrail'in politikası yanlış Chicago Üniversitesi Uluslararası Uzmanı Hans J. Morgenthav'ya göre: "İsrail savaşı devlet politikası haline getirmiştir. Silahlı kuvvetler dış politikayı tayin eden efendi değil, vasıtadır. Buna aykırı hareket edilirse başarılı ve barışçı bir dış politika takip edilemez. İsrail'de ordu-devlet iç içedir ve dış politikayı ordu belirlemektedir. Böylelikle ülke akıl almaz cinayetleri işlemekten kurtulamaz. 50 yıllık İsrail tarihinde başbakanların hepsi asker kökenlidir. İsrail'in yalnız dış politika değil iç politikasına da ordu hakimdir. İsrail iç ve dış politikada silahtan başka bir şey bilmez. Filistin özerk bölgesinde taş atanlara tankla, füze ve ateşle karşılık verilir. Devlet açıkça suikastler düzenler. İstedikleri kişileri istedikleri yerde öldürmeyi görev bilir..." Döktüğü kanda boğulacak Savaş yoluyla kazanan yoktur. Sadece kaybedenler arasında irtifa farkı vardır. Zamanımızda ülkeler silahla değil silahsız kuvvetlerle (kültür-ekonomi-siyasi) ele geçirilmektedir. Hedef değişmez ama takip edilen yol değişir. Ortadoğu kaynayan kazandır. Bitmek tükenmek bilmeyen ve giderek artan saldırısı ile İsrail, dünya barış ve güvenliğini tehdit etmektedir. Asıl suçlu Şaron'dur.