Ortadoğu patlama noktasında

A -
A +

Herşeyin bir tahammül noktası vardır. En değerli madenlerin bile bir dayanıklılık derecesi vardır. İkiz kulelerin "kolonları" çelik idi. Ama uçağın yakıtının hararetiyle eridi ve üzerindeki katlar çökünce, alt katlar domino taşı gibi yıkıldı. İsrail, ABD ve AB'nin desteğini alarak Filistinlilerin daracık özerk bölgesini yerle bir etti. Filistinlilere ait havaalanının altını üstüne getirdi. Radyo ve televizyon binası bombalandı. Sadece Gazze'de 70 ev buldozerle yıkıldı. 124 aile ve 700 kişi açıkta kaldı. İsrail'in zulmü karşısında seyirci kalan Müslümanların bu halini "gaflet" kelimesi bile anlatamıyor. Peki ne demeli? Ona da siz karar verin!.. İşgale hazırlanıyorlar İsrail'de çıkan "Haaretz" gazetesi "Günaydın Lübnan" başlıklı yazısında "Şaron, bir başbakandan ziyade bir komutan gibi hareket ediyor. Filistinlilere (anlaşmalar gereği) toprak vermesini gerektirecek görüşmeleri istemeyen Şaron'un yerleşim merkezlerinin inşasını dondurmaya zorlayan Mitchell Belgesinin uygulanması için acelesi yok... Arafat'a aşağılayıcı kuşatma, FKÖ karargahlarına abluka ve alt yapıyı çökertme. Şaron 53 yaşından beri hiçbir şey öğrenemedi ama hiçbir şeyi de unutmadı... Amacı Arafat'ın öldürülmesi ya da sürülmesini sağlamak ve Filistin Yönetimini çökertmektir. Er ya da geç kendimizi Filistin topraklarını yeniden işgal etmiş bulacağız... Ancak bu sefer taşla değil; Lübnan stili bir gerilla savaşıyla karşılaşacağız. Kan oluk oluk akacak ve Arafat yeni sürgün yerinde dünyanın sempatisini toplayacak..." Gelgelelim Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Efraim İnbar aynı fikirde değil. "Jeruselam post" gazetesinde neşredilen "Yeniden İşgal Senaryosu" başlıklı yorumunda: "İşgal o kadar da kötü bir şey değil. Almanya ve Japonya işgal sonrası demokrasiye geçti" demekten çekinmemektedir. Ortadoğu saatli bomba Ortadoğu'da gerginlik İsrail'in kurulduğu günden (1948) beri devam etmektedir. İsrail, Batı'nın desteği ile kurulan korsan bir devlettir. Batı, Yahudi'nin sömürüsünden kurtulmak için, ona bir devlet kurdu ve içinden dışladı. Buna rağmen yakasını elinden kurtaramadı. Kudüs'ün ve kutsal toprakların İsrail sınırları içinde kalması Ortadoğu'nun kanayan yarasıdır. Osmanlı 400 yıl boyunca bu insanları yanyana yaşattı. Osmanlı ile birlikte bu topraklarda huzur, güvenlik ve adalet tarihe karıştı. Sonu gelmeyen karışıklıklar ve savaşlar başladı. Osmanlının boşluğunu ne geçmişte İngiltere ve Fransa ne de şimdi ABD ve İsrail dolduramadı. Ortadoğu küresel güçlerin (ABD, AB, Rusya, Çin, Siyonizm) hegemonya kavgası yaptıkları bir arenadır ve barış çok zordur. (Hadis-i Şeriflerde bildirilen hadise ve zamana kadar) Giderek zulmünü artıran İsrail kendi sonunu hazırlamaktadır. Tarih boyunca iktidarların, diktatörlerin, devlet ve medeniyetlerin yıkılışının itici gücü zulüm olmuştur. "Zulüm payidar olmaz", "Zalimin hasmı Allahü teâlâdır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.