Osmanlı Devleti'nin yıkılışından günümüze Ortadoğu'da savaş hiç bitmemiş, sadece savaşan ülkeler ve bölgeler değişmiştir. Ortadoğu, Dünya'nın en jeopolitik ve jeostratejik bölgesidir. Ortadoğu'ya hakim olan, Kafkasya, Orta Asya ve Anadolu gibi yerleri de kontrol etmiş olur. Hatta dünya hakimiyeti Ortadoğu'dan geçer demek daha doğru olur. ABD'nin Irak'a saldırısının gerekçesi kitle imha silahları idi. Oysa Irak'ın bu silahlara sahip olmadığı kesinleşti. Zaten ABD, İngiltere ve İsrail bu gerçeği biliyordu. Yalan söyleyerek kendi halklarını ve Dünya kamuoyunu aldattılar. 13 yıldır ambargo neticesi güçsüzleşen Irak Ortadoğu'nun en zayıf halkası idi. Onlara kolay lokma oldu. Bu ülkelerin asıl hedefi Ortadoğu'ya yerleşmek ve diğer işgal edilecek (Türkiye dahil) ülkeler için Irak'ı atlama tahtası olarak kullanmak idi. Ortadoğu'nun jeopolitik sınırları (Türkiye- İran- Irak- Suriye- Sudan- Afganistan- S. Arabistan- Mısır- Libya- Yemen- Umman- Birleşik Arap Emirliği- Katar- Kuveyt- Bahreyn- Ürdün- Lübnan ve İsrail'dir) ABD'de Bush iktidarını kölesi gibi kullanan siyonist çete (ABD'li şahinler) ve Şaron, bu ülkeleri işgal ya da ABD'nin sömürgesi haline getirerek; büyük İsrail planını gerçekleştirme peşindeler. Ama tahminimce Ortadoğu ABD'nin yıkılışı, üçüncü dünya ülkesi haline gelmesi ve İsrail Devletinin sonunu hazırlayan itici güç olacaktır. En önemlisi su faktörü Irak'ın işgali petrol gibi suyun paylaşımı ve su sıkıntısı çeken İsrail'in Dicle ve Fırat'tan da istifadesi için yapıldı. Önümüzdeki savaş Dicle ve Fırat suları üzerinde odaklanacaktır. Başta İsrail olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin çoğu su sıkıntısı çekmektedir. Bugün olduğu gibi gelecekte su meselesi bölge devletleri için kritik bir mesele olmaya devam edecektir. Geçmişte petrol politik silah idi. Şimdi su ve gıda petrolün önüne geçmiştir. Bölgede su bakımından en zengin Irak'tır. (2110) Irak'tan sonra Türkiye (1830), Suriye (1420), İsrail (350), Ürdün (250), Filistin (100) gelmektedir. Türkiye'nin toplam yıllık ortalama su potansiyeli 186 milyar metreküptür. Bu rakam çok değildir. Çünkü sadece Tuna Nehri'nin toplam yıllık ortalama su potansiyeli 206 milyar metreküptür. Maalesef dış güçler Türkiye'yi su zengini ülke olarak kasten göstermekte Irak ve Suriye ile aramıza ihtilaf tohumu ekmektedirler. Hem de Dicle ve Fırat'tan Irak ve Suriye büyük ölçüde faydalandığı halde. Asi Nehri'nin suyunun yüzde 92'sini Suriye, yüzde 6'sını Lübnan kullanırken, Türkiye sadece yüzde 2'sinden istifade etmektedir. Nitekim Amik Ovası çöl haline gelmeye başlamıştır. Maalesef MANAVGAT ÇAYI'nın suları İsrail'e peşkeş çekilmek üzeredir. (Geçmiş hükûmetin gafleti ile)