Üzerinde yaşadığımız yeryüzünde, doymak bilmeyen şirketler, mafyalar ve şahıslar; başkalarının hayatı, sağlığı, namusu ve huzuru üzerinde servetlerine servet katmaktadırlar. AIDS, alkol, uyuşturucu, sigara, fuhuş ve kumar bunlardan önde gelenlerdir. Geçen günki yazımda, Batı Avrupa'da ölen gençlerin her 4 kişiden birinin, Doğu Avrupa'da ise 3 kişiden birinin alkol ve alkole dayalı bir hastalık sebebiyle öldüğünü yazmıştım. Bu yazımda ise sizlere, sigara hakkında bilgi vereceğim; 2000 yılında 4 milyon genç (8 saniyede 1 kişi) sigaranın yol açtığı hastalık sebebiyle hayatlarının baharında öldüler. 1951-1991 yılları arasında (40 yıl) yapılan araştırmada 35-45 yaşları arasında kalp krizi geçirenlerin oranı, hiç sigara içmeyenlerde 100 binde 7'dir. Günde 1-14 tane arası sigara içenlerde 6.5 kat artarak 100 binde 46'dır. Her gün 1 paket içenlerde 100 binde 61'dir. Her gün 1 paketten fazla sigara içenlerde bu risk ise 100 binde 104'tür. Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin, TEKEL ve DİE verilerine göre 2000 yılında, 1 katrilyon 633 trilyon 817 milyar TL tutarında 129 milyon 128 bin kilo sigara içilmiştir. 663 trilyon 618 milyar 980 milyon TL tutarında 916 milyon 430 bin litre alkollü içki tüketilmiştir. (Özel sektörün imalatı, gümrükten geçenler, gümrük mağazaları, korsan imalât, karaborsa ve sınır mağazaları) bunlara dahil değildir. 1930 yılında Türkiye'de alkol tüketimi 1 litre iken bugün 20 litre olup, dünya ülkeleri sıralamasında 3'üncüsüdür. Sigara ise 1930 yılında 10 paket iken bugün 100 pakettir. Bunun sebebi 1960'lardan sonra bira ve şarap üretiminde özel sektöre müsaade edilmiş olmasıdır. "Alkol ve sigaranın devletin kontrolünden çıkarılarak özelleştirilmesi felâket, üretim ve ticaretin yabancı şirketlere verilmesi ise daha büyük felâkettir. Bu, tüketimi körükleyecektir. Hiçbir devlet, halkının maddi ve manevi tahribatın üzerinden kazanç elde edemez" Sigara ve alkol uyuşturucuya giden köprüdür. Türkiye alkol tüketiminde dünya 3'üncüsüdür. Sigarada ise dünya 4'üncüsüyüz. İsrafta 1'inci ve kumarda 2'nciyiz. Türkiye'deki manevi erozyon ile ne hale gelmişiz? Suçlu içen mi, yoksa gerekli tedbirleri almayan mı? TEKEL özelleştirilirse durum çok daha vahim olacaktır. (IMF) kredi için TEKEL'in özelleştirilmesinde ısrarlıdır? Bu ise gayet manidardır... İngiliz Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü'nün araştırmasına ve uzmanlara göre gelecek 20 yılda ölüme yol açan sebepler arasında ilk sırayı "sigara" alacaktır. 2000 yılında sigara sebebiyle 4 milyona yakın genç ölmüştür. 2020 yılında bu sayı 8.5 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Halen 1 milyar kişi sigara tiryakisidir. Küreselleşme sürecinin ticareti kamçılaması, gümrüklerin düşmesi ve büyük reklâm kampanyaları, sigara tüketimini artırmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sigaranın yaygınlaşmasını önlemek amacıyla bir protokol taslağı hazırlamaktadır. Teksas Kalp Enstitüsü Kardiyologlarından Prof. Dr. Paulo Angelini'ye göre: "Günde 3 sigaradan fazla içen kişi geleceğiyle oynuyor. Kalp hastalığı, kadınlarda erkeklere göre 10 yıl sonra ortaya çıkar. Ancak tiryaki kadın bu 10 yıllık avantajı kaybediyor. Damarlarının dar olması tıkanmayı kolaylaştırıyor. Bu durum, kadınlara by-pass ve anjiyo uygulanmasını zorlaştırıyor." demektedir. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fisun Yarış'a göre, Türkiye'de 20 milyon alkol içicisi, 25 milyon sigara tiryakisi ve 5 milyon alkolik vardır. Türkiye'de her yıl 200 bin kişi sigara sebebiyle ölmektedir. Bunların 160 bini sigara tiryakisi, 40 bini ise pasif içici (içmeden, sigara dumanından zarar görenlerdir) ve sigara içme alışkanlığı çoğunlukla çocukluk çağında başlamaktadır. Türkiye'de bu yaş 11 yaşına inmiştir. Özenti alışkanlık yapmaktadır. En iyi tedavi ise hiç başlamamaktır. Boya sökücü aseton, akü yapımında kullanılan kadmiyum, roket yakıtı metanol, çakmak gazı buton, temizlik maddesi amonyak, fare zehiri arsenik, öldürücü zehir hidrojen siyanür, naftalin ve bunun gibi 4 bin tane zehirli madde sigaranın yapısında yer almaktadır.