Ocak 2008'in ilk haftasında (8 Ocak) yapılması öngörülen seçimler Benazir Butto'nun katledilmesi üzerine tehir edildi. Herhangi bir fevkalade durum olmazsa, gelecek ay Pakistan'da genel seçimler yapılacaktır. Kardeş Pakistan'ın huzur içinde gelişmesini temenni ederiz. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref olağanüstü hal ilanından sonra, anayasayı askıya almış idi. Ayrıca aralarında 200 hakim ve avukatın da bulunduğu 1800 kişi gözaltına alınmıştı. 6 yıl içinde Pakistan'a toplam 9.6 milyar dolar yardım yapan ABD, Müşerref'e üniformasını çıkarıp seçime gitmesini tavsiye etmişti. Pakistan Devlet Başkanı demokrasiden ziyade güvenlik yanlısıdır. Ona göre: "Hareketsiz kalmak, intihar demek olurdu." Gerekçe olarak terör, aşırılık, karmaşa ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Yargı ve medyanın tutumu ise yönetimin işleyişini felce uğratmaktadır. Müşerref, Yüksek Mahkeme Başkanını görevden aldı. Çünkü Yüksek Mahkeme Başkanı Genelkurmay Başkanı olan Müşerref'in parlamento tarafından devlet başkanı olarak seçilmesini yasalara aykırı saydı. Hakimler görevden alınan Yüksek Mahkeme Başkanını yeniden göreve getirdiler. ABD, Müşerref+Butto ittifakı ile puan kazanacağını hesap etti. Pakistan'da ordu ve bazı aşiretler demokrasiye karşıdırlar. "Derin Devlet"in kirli işleri vardır. Pakistanlı şair İkbal'in hayalini gerçekleştiren ve Pakistan'ın ilk devlet başkanı olan M. Ali Cinnah, aslında İngilizlerin tuzağına düştü. Müslümanlar Pakistan, Bangladeş, Hindistan ve Keşmir Müslümanları olarak bölünmeseydi bugün Hindistan bir İslam ülkesi olurdu. Pakistan'ın kabile bölgeleri militanlar için üs vazifesi görmektedir. Okur-yazar oranının yüzde 30 oluşu ve feodal yapı demokrasiye engeldir. Çünkü feodal yapıda güçlüler hakimdir. Hukuk yoktur. Seçimin adil ve özgür olma ihtimali zayıftır. Benazir Butto "beni öldürürlerse o rüzgarla partim seçimi kazanır" demiş idi. Emekli subaylar demokrasi istemiyorlar. Feodal elitlerle iş birliği halinde ülkeyi yöneten askerî yönetimin himayesinde emekli üst subaylar Güney Veziristan'da militan yetiştirip, İslamabad'a gönderiyorlar. "Orduda demokrasi olursa Pakistan bölünür" endişesi vardır. 12 Kasım 1843 yılında Afgan Emiri Abdurrahman Han ile İngiltere temsilcisi Sir Mortimer Durand arasında (Durand Hattı) adı ile sınır anlaşması yapıldı. 1947'de Pakistan bağımsız olunca Peştunların çoğu Pakistan'da kaldı. Afganistan'daki Peştunların sayısı 13 milyon, Pakistan'daki Peştunların sayısı 35-40 milyondur. Büyük Peştunistan hayali Pakistan'ın kâbusudur. Peştunlardan ibaret Taliban hareketinin ortaya çıkartılması Peştunların milliyetçi duygularını bastırıp dinî bağlarla Pakistan'da kalmalarını temin içindi. Pakistan'da demokrasi ve milli bütünlüğün temini başta aydınlar olmak üzere Pakistan halkının gayreti ile doğru orantılıdır.