Belki de bazıları petrolümüz var mı ki, peşkeş çekilsin diyeceklerdir. Yıllar önce Shell petrol şirketi Genel Müdür Yardımcısının itirafı gibi NASA raporunda; "Türkiye petrol denizi üzerinde yüzen petrol fakiri bir ülke" denmektedir. Sovyetler Birliği dağılmadan önce Türkiye'yi ziyaret eden Sovyetler Birliği Başbakan Yardımcısı Voridin'in Ankara ziyaretinde "Uzay çalışmaları, uzayden çekilen yeraltı haritaları, Türkiye'nin petrol zengini olduğunu ortaya koydu. Bu petrolü birlikte işletelim" teklifini yaptı. Türkiye'nin pek çok köy, mezrasında kendiliğinden petrol gölcükleri ortaya çıkmışsa da bazı güçlerin bunları betonla örttüğü olmuştur. Kime saklanıyor NASA raporlarına göre en zengin petrol bölgeleri Van Gölü ve Tuz Gölü çevresi, Güneydoğu Anadolu, Adıyaman, Gaziantep, Mardin, Adana, Siirt ve Hakkari bölgeleridir. Doğalgaz da Trakya bölgesindedir. Ne derece doğru bilemem ama bir orman mühendisine göre ABD ve AB ilerde kurulmasını hayal ettikleri Büyük İsrail ve onun mandası Kürdistan için bu petrolü saklanmaktadırlar. Temmuz 1985'te Güneş Gazetesinde "Özdağlar komisyon üyesi Hüseyin Avni Sağeser'in kaleminden "RÜŞVET KISKACI" tefrikasının 2'nci bölümünde şu önemli bilgi vardır: "1954 yılında Schandler adlı bir Jeolog, Karadeniz'deki doğalgaz rezervlerinin Ghana'dakinden daha fazla olduğunu tespit etti. Türkler rezervleri öğrenirse büyük bir ekonomik güce kavuşur dedi. Schandler Amerika'ya kaçılırdı ve kaybolan insanlar listesine dahil oldu." IMF'nin baskısı ile peşkeş kanunu Petrol-İş Sendikası ile jeoloji, kimya ve petrol mühendisleri odalarının birlikte düzenlediği sempozyumda; IMF baskısı ve IMF'nin verdiği tercüme tasarı yani "Petrol Piyasası Yasa Tasarısı"nın Anayasa'ya aykırı olduğu ve sadece emperyalist güçlerin çok uluslu şirketlerin menfaatlerine göre hazırlandığını açıklamışlardır. Kaldı ki AB'nin en güçlü 7 ülkesinde enerji piyasaları rekabete dayalıdır. AB'ye uyum bu talanın kılıfıdır. Petrol Piyasası Kanunu ile "rekabet" adı altında petrol piyasası uluslararası petrol şirketlerinin talan, peşkeş ve sömürüsüne açılmak isteniyor. Ham petrol ve petrol ürünlerinin yanısıra doğalgaz piyasasını yalancı şirketlere yeni rant alanı haline getirmeye yönelik olarak hazırlanan bu taslakta yer alan maddeler TPAO ve TÜPRAŞ gibi kurumların da tasfiyesini gündeme getiriyor. TPAO'nun tasfiyesi "Petrol Piyasası Yasası" Türkiye'de üretilen yerli petrolün rafinerilerce öncelikle alınması zorunluluğu kaldırılıyor. Böyle bir zorunluluğun ortadan kaldırılması TPAO'nun ürettiği petrolü satabilmek için kurması gereken rafinerilerin getireceği maliyet, zaten sınırlı gelirlere sahip olan TPAO'nun ekonomik olarak güçsüzleşmesine neden olacak. Üretilen ham petrol ya çok ucuza gidecek ya da hiç satılmayacaktır. Böylece TPAO ekonomik olarak yabancı şirketlerle rekabette zorlanarak bitirilecektir..."