Iraklı esirlere yapılan son derece iğrenç, insan haklarına aykırı ve yüz kızartıcı işkence görüntülerinin su yüzüne çıkması ile Orta Doğu'da gerilim kat kat artmıştır. Bununla beraber ABD stoklarına yönelik endişeler ve Çin'in artan talepleri üzerine ham petrol fiyatları adeta çıldırmışçasına son 14 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştır. 1990 Kuveyt işgali ile petrol fiyatları 35 dolara fırlamışsa da, birkaç yıl sonra 18 dolara inmiştir. 1998 "Asya krizi" ile yeniden 28 dolara çıkan petrol fiyatı daha sonra 10 dolara kadar düşmüştür. Sanki gizli güçlerin senaryosunu hazırladığı 11 Eylül saldırısından sonra ham petrol fiyatları 36 dolara fırlamış, bir müddet sonra 30 dolara gerilemiştir. ABD'nin Irak'ı işgali ile yeniden 36 dolara tırmanan petrol fiyatı bir ara 19 dolara düşmüş ve yeniden tırmanışa geçmiştir. Ama son hadiseler üzerine hızlı bir tırmanış ile 41.17 doları aşmıştır. Petrol ihraç eden ülkeler örgütü (OPEC) 3 Haziran 2004 tarihinde Beyrut'ta zirve toplantısında kotayı tayin edecektir. Ham petrol fiyatlarının ani ve son derece sert yükselişi Türkiye ve çok sayıda ülkede hem enflasyonu hem de dış ticaret açığını artıracaktır. Türkiye'nin cari açığında en az 1 milyar dolarlık gedik olacaktır. Artış devam edecek Türkiye'de işlenen yıllık ham petrol 26.4 milyon tondur. Türkiye'nin petrol üretimi ise 2.3 milyon tonla sınırlıdır. Geriye kalan 24.1 milyon ton dışarıdan ithal edilmektedir. Geçen yıl ham petrolün ortalama fiyatı 28. 9 dolar idi. 2004'te ise bunun 34.4 dolar olması tahmin edilmektedir. Ancak 14 Mayıs 2004'te 41.50 dolara ulaşması 1990 sonrası petrol tarihinin en yüksek seviyesidir. Fiyatların artışında Orta Doğu'daki gerginlik en önemli sebep olmakla beraber dünyanın güçlü ekonomilerinin de petrol talebi etkili olmuştur. 1980 yılında İran'da "Şii devrimi" ile petrolün ortalama fiyatı 78 dolara kadar çıkmış idi. Son günlerde dolar kurunda yüzde 15, petrol dış fiyatlarında yüzde 15 artış oldu. Hükümet bu artışı aynen aktarmadı. Petrol fiyatlarına ancak yüzde 5 zam yapıldı. Bu bile enflasyona, iğneden ipliğe kadar her şeye aksedecektir. Petrol fiyatlarının 15 yıllık seyri incelendiğinde 1989 yılında varili 17.9 dolar idi. 1998'de 12 dolara indi. 2003 yılında 26.9 ve 2004'te 36.9 dolar olmuştur. 1998 yılında 2 milyar 455 milyon 100 bin dolarlık ham petrol satın aldık. 2003 yılında 4 milyar 776 milyon 500 bin dolar olan bu ithalatın 2004'te 6 milyar 552 milyon 200 bin dolar olacağı tahmin edilmektedir. Fiyatlardaki artış işgalcileri tedirgin ediyor. Uzmanlara göre artış devam edecektir. Petroldeki anormal yükselişten dünya piyasaları gibi Türkiye de etkilendi ve borsa endeksi 2004 yılının en düşük seviyesine indi. Petrole ve doğalgaza bağımlı olan enerji politikamızı alternatif enerji kaynaklarına (rüzgâr, güneş, jeo-termal, nükleer, su) çevirmenin vakti gelmedi mi? Yoksa petrol şokunun asıl sıkıntısını halk çekecektir! Ne dersiniz?