ABD'nin Kafkaslar'daki etkinlik mücadelesi Gürcistan'ın Osetya hamlesiyle yeni bir aşamaya girdi. Görünüşe göre; Bush, Kafkasya'yı Orta Doğu'nun uzantısı haline getirmek için Rus ordusunun Güney Osetya'daki varlığını sıçrama tahtası olarak kullanmak istiyor. Ancak, bu hamlenin Rusya'yı mı yoksa ABD'yi mi taçlandıracağını sıcak gelişmelerin seyri belirleyecek. Küresel güç olma hırsının motive ettiği Avrupa Birliği, bölgeye müdahale etmekte geç bile kaldı. Gürcistan, Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığının ortadan kaldırılması açısından Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Azeri petrollerine uzanan önemli bir Kafkas kapısı. Ancak, tek bir devlet olmadığı için hızlı, stratejik ve bütün halinde hareket edemiyor. Üyelerinin her birinin kendine özgü çıkarları ve AB'nin federal bir yapıya sahip olamaması birliğin aile fotoğrafını ortadan ikiye bölüyor... *** Putin'in tanklı, tüfekli Kafkas hamlesi, politik tecrübesi yeterli olmayan Saakaşvili'yi Güney Osetya ve Abhazya'ya güç kullanmaya teşvik etme amaçlı ince bir siyasi manevra olabilir. Gürcü liderin aceleci ve ince hesaplara dayanmayan sığ politikası, Moskova'ya beklediği fırsatı altın tepsi içinde sundu. Yıpranan iktidarını güçlendirmek, Abhazya ve Güney Osetya'yı yeniden Gürcü topraklarının bir parçası haline getirebilmek ve NATO ile AB kapılarını açabilmek için bu iki bölgeye karşı güç kullanan Saakaşvili, Dimyad'a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Hırsları, siyasi ve askerî gücünün önüne geçen Saakaşvili için yolun sonu pek de uzak değil. Çünkü, Avrupa-Atlantik dünyasının Gürcistan ile stratejik ilişkileri Gürcü liderin siyasi konumundan katbekat daha öneme sahiptir. Üstelik, Tiflis'te hem iktidar hem de muhalefet batı kampı ile bütünleşmekten yana. Şimdilik silahlar sussa da, Kosova örneğinde olduğu gibi bu mücadelenin Batı dünyasının lehine Rusya'nın aleyhine bir seyir izleyip izlemeyeceği sorusu henüz cevap bulmuş değil. Zira, Kafkaslar Avrupa, Avrupa da Kafkasya değil!..