Şaron'un ziyareti...

A -
A +

İsrail Başbakanı Ariel Şaron, 1982 yılında İsrail Savunma Bakanı iken; Lübnan'da bulunan Sabra ve Şatilla kamplarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 5 bine yakın Filistinli katledilmiş idi. İsrail adli makamları Şaron'u suçlu bulmaları üzerine Şaron istifa etti. Dünya kamuoyunda bu katliam sert tepkilere ve kınamalara sebeb oldu. 19 yıldır dünyanın hiçbir ülkesi Şaron'u resmen davet etmedi. Arap Dünyasının tepkisinden çekindiler. Ancak Şaron ilk defa Bülent Ecevit'in daveti üzerine Türkiye'yi resmen ziyaret etmektedir. Fakat Türk kamuoyu bu ziyaretten tedirgindir. Arap Dünyası gibi, İslam ülkeleri de bu ziyaretten rahatsızdır. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e Mısır gezisinde, Mısır Dışişleri Bakanı Ahmed Mahir ile Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, sert tenkitlerde bulundular. Türkiye'nin İsrail'le münasebetlerinin askeri boyutuna Arap Dünyasında büyük tepki doğduğunu, İsrail pilotlarının Konya'da eğitilip Filistinlileri bombalamaya gönderildiğini ifade ettiler. Ayrıca 8 Ağustos'da Şaron geldiğinde: "Bir an önce barış olacaksa, Türkiye ayağını yere vursun ve rol alsın. Bu da öyle mesaj taşımakla olmaz. Şaron geldiğinde politikanızı beğenmiyoruz demeyi becersin..." Acaba madalya verilecek mi? Doğu Türkistan'da 1946'dan bu yana tarihin en korkunç soykırımını yapan Kızıl Çin'in devlet başkanına madalya verilmiş idi. Acaba Şaron'a da madalya verilecek mi? 28 Eylül 2000 - 1 Haziran 2001 tarihleri arasındaki katliamın dökümü şöyledir: Filistin Özerk Sağlık Bakanlığı'nın raporuna göre 440 Filistinli öldürüldü. 14 bin Filistinli yaralandı. Ölenlerin yüzde 15'i 15 yaşın altında, yüzde 17.5'i 16-18 yaş, yüzde 44.34'ü 19-29 yaş grubudur. Yaralanan ve ölenlerin sadece yüzde 9'u vücudunun alt kısmından, yüzde 91'i göğüs ve vücudunun üst kısmından darbe almıştır. Ölüm ve yaralanmanın yüzde 67.1'i hakiki mermi yüzde 12.5'i roket yarası sonucudur. Kauçuk kaplı mermiyle yaralanan sadece yüzde 0.5 (yüzde bir bile değil)dir. İsrailliler ayrıca Filistinlilere ait 52 ambulansı tahrip etmişlerdir. İsrail, Filistin halkına karşı dünyanın gözü önünde yürüttüğü insanlık suçlarına devam ediyor ve bu cinayetleri 22 Mayıs 2001 tarihinde (sözde) ilân ettiği ateşkese rağmen sürdürüyor. 28 Eylül 2000 tarihinden bu yana İsrail barikatlarında gecikme sebebiyle (kalp krizi, doğum) 20 Filistinli öldü. Filistinliler giderek fakirleşiyor Filistinliler ülkelerinden göç etmeleri için ekonomik açıdan giderek fakirleştirilmektedirler. 28 Eylül 2000'den yani 'ikinci intidafa'dan sonra Gazze'de işsizlik yüzde 18'den yüzde 60'a ve Batı Şeria'da işsizlik yüzde 11'den yüzde 50'ye tırmandı. Yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısı yüzde 26'dan yüzde 40'a çıktı. Filistinlilerin sanayi, turizm, ulaşım ve inşaat sektörü durdu. Filistinlilere ait evler İsrail buldozerleriyle yıkılmaktadır. Yıkılanların sayısı bine yakındır. Yıkımlar kilit öneme sahip bölgeleri Filistinlilerden arındırmayı ön görüyor. Filistinlilerin kendi topraklarında ev inşa etmeleri imkansızdır. Buna mukabil Yahudilerin yerleşim merkezleri mantar gibi çoğalmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.