Dünya hakimiyeti peşinde olan ABD'nin Irak ile ilgili projesi çökmüştür. Pentagon planında yer alan; 48 saatte Bağdat ve 3 gün içinde Irak'ın işgali, Şiilerin isyanı, Kürtlerin kullanılması, Irak halkının ABD ve İngiliz işgal ordusunu kurtarıcı gibi çiçek ve alkışlarla karşılaması ve Saddam'ın kaçışı, Irak ordusunun kitleler halinde teslimi ya da Saddam'ı devirmesi gibi ihtimallerin hiçbiri gerçekleşmemiştir. Dahası bunların tam tersi olmuş ve Bush cuntası Irak'ta beklemedikleri bir direniş karşısında şoka girmiştir. Bush ve Blair, son görüşmeleriyle Irak halkına soykırıma karar vermiştir. Bu ise yalnız İslâm dünyasında değil, bütün dünyada, hatta işgalci ABD ve İngiltere halkında güçlü bir Amerikan düşmanlığının itici gücü olmuştur. Bush cuntası savaşta ısrarlıdır ABD ekonomisinin temeli silah ve yan sektörüne dayanır. Bu sektör de ancak savaşlar ile ayakta durur. Kar, kayak merkezleri için ne ise; savaş da bu sektör için aynıdır. Temennimiz, AKP iktidarı, ABD ve İngiliz soykırımına ortak olmasın. Asla unutmasınlar ki, ABD başarılı olursa sıra Türkiye'ye gelecektir. Irak, Türkiye'nin ileri karakoludur. Düşerse Suriye, İran ve hatta Türkiye'ye sıra gelir. Kuzey Irak'ta asker bulundurma meselesinde ABD ve AB'nin tehdit ve hatta hakaretleri bunların müttefik değil düşman olduğunu bir kez daha göstermiştir. ABD'nin yardımı ise Türk milletini rencide etmektedir. ABD para vermez. Şayet verirse fazlasıyla alır. Zaten verse de kendi ajan ve muhiblerine verecektir. Türkiye ekonomisini ABD'den gelecek savaş rüşvetine dayandırmak gaflettir. Hatta ihanettir. Türkiye üçüncü tezkere ile ya da kredi vaadi ile ABD askerinin Kuzey Irak'a geçmesine izin verirse; ABD Kuzey Irak'a yerleşir ve ilk iş olarak Türkiye'ye sen geri dön aksi halde savaşırız der. Uzmanlara göre ABD'nin hedefi: "ABD kendi liderliği altındaki bir küreselleşmeyi sürdürmek ve geliştirmek istiyor. Ancak ekonomik zaafları Amerika'yı bu amacına ulaştırabilmek için salt askeri gücüne dayanan bir imparatorluk projesini benimsemeye zorluyor" Kissinger, Fukuyana, Alan Freidman (Lexus and the Olive Tree), Kagan (New American Century), Kristol (Weckly Stand) bu stratejistlerin eserlerinde ısrarla şu görüş yer almaktadır: "ABD'nin ekonomik, kültürel, siyasi ve askeri normlarını (görüşlerini) dünya üzerinde yayılması ve kabul edilmesidir." Para piyasalarında uzman George Soros "Bush başarısızlığa mahkum" demiştir. 75. Oscar ödülünde en iyi belgesel film yönetmenliği ödülünü alan Michael Moore, ödülünü alırken söylediği sözlerle Bush cuntasının durumunu gözler önüne sermiştir: "Uydurma bir dünyada yaşıyoruz. Uydurma yollarla seçilen başkan bizi uydurma gerekçelerle savaşa soktu. Biz savaşa karşıyız. Bush, kendinden ve ABD halkından utanmalıdır."