8 Mart 2003 tarihli New York Times gazetesinde Bill Keller'in "Savaş, İsrail için mi açılıyor?" başlıklı yazısında ABD'nin Irak'a saldırısının İsrail için yapıldığı delillerle anlatılmaktadır. Şu anda Pentagon'un başdanışmanı Richard Perle 1996 yılında; Benjamin Netenyahu'nun (o tarihte İsrail başbakanı) danışmanı iken, kendisi gibi Yahudi asıllı Douglas Feith ve David Wurmser ile birlikte bir araştırma raporu hazırlamıştı. "Temiz bir son ülkeyi güvenli kılmak için yeni bir strateji" (Aclean Break A New Strateggfor Sewring the Realm) Şimdilerde bu raporu çok az bir değişiklikle Yahudi cuntasının elindeki Bush, aynen uygulamaktadır. ABD'li Yahudi yazarın itirafı: 2 Şubat 2003 tarihli Washington Post gazetesi (Outiook-sayfa 82)'nde Yahudi yazar Loolwa Khazzoom'un itirafı gaflet içinde olan bazı yetkilileri uyandırmalıdır. Bu yazıdan bazı bölümleri aynen naklediyorum: "Benim gerçek kimliğim bölünmüş. Ben ABD'de büyüdüm. Ama ABD benim özkimliğimin ait olduğu yer değil. Kendimi Amerikan özel günleri, törenleri ve hikayelerine uygun görmüyorum. Benim sadece İsrail kimliğim de özümü açıklamaya yetmez. Çünkü benim soyum Iraklı, Mezopotamyalı... Ben asla Irak'ta bulunmadım. Ama uzun yıllar boyu konuşurken Arap-İbrani aksanı ile konuştum. Yalnız İsrail'deki gelenekleri de Mezopotamya folklorunu da yaşadım ve hissettim. İnsanlar her nedense Yahudi deyince bizim Polonya'dan veya bir başka Avrupa ülkelerinden geldiğimizi düşünüyor. Aslında bu çok yanlış. Çünkü ilk Yahudiler Mezopotamya'da yaşadı. Yani bugünkü Irak. Miladdan önce 586 Babil Krallığı gerçek Yahudi topraklarını, bugün Irak'ın bulunduğu bizim ilk vatanımızı işgal ettiler. Kendi topraklarımızda esir olduk. Özellikle 1950'den sonra ise modern Irak hükümeti kurulunca göçe zorlandık. Mülteci olduk. Gerçek kimliğimi silmek istedim. Pan-Jewis olmak Avrupalı Jewis (Avrupalı Yahudi) kimliğim... Ama sonra anladım ki, bu imkansız. Ben gerçek Iraklıyım... Mezopotamya'nın başta Irak, Fırat ile Dicle'nin arasında kalan toprakları Yahudilerin gerçek vatanıdır..." Tarihe bakıldığında 16 devlet kuran Türk Milletinin bu şekilde hesap yapıldığında dünyanın tamamına yakınına sahip olması gerekmez mi? ABD-İngiltere-İsrail üçlüsü Bu üçlü şer güçleri ve bunların oyununa gelen güçler sayesinde Doğu Akdeniz'den Basra Körfezine kadar (Suriye, İran, Türkiye dahil) İsrail'den başka hiçbir güç bırakmamaya kararlıdır. Bölgenin İsrail dışında bütün güçlerin direnci kırılacaktır. Ortadoğu'nun petrolü bu üç güç arasında taksim edilecek ve Dicle ile Fırat'ın suları İsrail'e akıtılacaktır. Irak'ta yapılacak barajların projelerini İngiltere şimdiden hazırladı. 21. Asırda su petrolden önemli olacaktır. "Bölgenin suya olan bağımlılığı, kaynaklarının kıtlığı ve en önemli su kaynağının bu iki nehir olduğu gözönüne alınırsa, suyun ne derece stratejik bir yatırım olduğu da anlaşılır." ABD, Güneydoğu'ya bu maksatla asker yığıyor. Mağara ve arazileri kiralıyor. Bazı yetkililer ne zaman uyanır onu bilemem?