Savaşların tarih kitaplarında yazılan sebepleri ile gerçek sebepleri farklıdır. Savaşlarda çok defa gerçek sebepler gizlenir. Mesela Birinci Dünya Savaşı dünyayı paylaşım, Osmanlı Devletini tasfiye ve İsrail devletinin yolunu açmak için yapıldı. İkinci Dünya Savaşı Almanya ve Japonya'yı saf dışı, İngiltere ve Fransa sömürgelerini bu ülkeden koparmak ve de asıl gaye ABD'nin dünya hakimiyeti ve imparatorluğunun yolunu açmak idi. Tabii bu arada Filistin'de İsrail Devletini kurmak birinci gaye idi. ABD'nin Irak'ı işgalinin kitlesel imha silahlarıyla ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Irak'a demokrasi ve refah getirme ise aldatmacadan ibaret idi. Asıl gaye ise ABD imparatorluğunu kurma, İsrail'in güvenliği ve Arz-ı Mev'ud (vaad edilmiş) toprakları İsrail'e katma, İsrail ve ABD uydusu Kürdistan ve Irak petrolünü gasptır. (Dick Cheney'nin şirketine) ğ ABD-Batı hegemonyası Bu iddialarımızı belgelere dayandırırsak; İngiliz bilim adamı Mark Curtis eserinde Soğuk Savaşın öncelikle güvenlik düşüncesiyle değil, çıkar çatışmalarıyla sonuçlanan ekonomik hakimiyet gayesiyle yapıldığını gösterdi. Aslında güvenlik kaygısı gerçekte neredeyse hiç yoktur. Ama "Neo-Emperyalist" ekonomik menfaatlerin korunmasını meşrulaştırmak için abartılır. Princeton Üniversitesinden Richard Falk'a göre: "Güçlü bir savunmacılık aldatmacasına karşılık, kapitalist genişleme için, Amerikan dış politikası çok karışıktır. Son 20-30 yılda kapitalist hegemonyaya karşı en büyük tehditler, kendi ülkelerinin menfaatlerini savunan devrimci iktidarlar olmuştur. ABD bunlara saldırgan davranmıştır." 1954 yılında İngiliz desteği ile Arbenz iktidarını deviren ABD hükümeti idi. ABD, komünizmle mücadele bahanesiyle, aslında Arbenz'in tarım reformuna dayalı siyaseti yüzünden müdahale etmiştir. Bu ülkede ABD'li United Fruit Company ülke halkının aç kalması pahasına temel ürünler yerine, ihracata yönelik muz yetiştirmekte yoğunlaşmış ülkenin en büyük toprak sahibi idi. Bu ülke Guetemala için 1949 CIA raporlarında "Ülke iktidarı ABD ekonomik menfaatlerine kesinlikle karşı ve dostça olmayan siyasetleri var. Devrilmesi gerekir. Bu ülkenin radikal ve milli siyaseti, yabancı ekonomik menfaatlerin, özellikle United Fruit Company'nin menfaatlerinin yok edilmesine dönük..." Richard Barnet'in "Intervention and Revolution" isimli eserinde şu itirafı yapar: "ABD müdahalesinin temel hedefi, milli güvenlik kaygılarından çok; ticaret, komünizm ve Sovyet tehdidi ise Amerikan kamuoyunu korkutmak ve deniz aşırı etkinliklere destek toplamak için kullanılan bir propaganda vasıtası olduğu inkarı mümkün olmayan bir gerçektir." Netice: ABD'nin putu menfaattır. Dolardır. Bu uğurda savaşmakta ve işgal etmektedir. ABD ile münasebetlerde bu kıstas asla unutulmamalıdır. Döndük dolaştık, asırlar sonra yine sömürge savaşlarına geldik. Çok acı değil mi?