Başta sanayiciler olmak üzere iktisadi kuruluşların başkan ve idarecilerinin söz birliği etmiş gibi seçim sandığından hangi parti iktidar olarak çıkarsa çıksın; yeter ki koalisyon olmasın. Ve siyasi istikrar ile buna bağlı ekonomik istikrar devam etsin, sözleri seçmen tarafından ciddiye alınmalıdır. "Finansal istikrar raporu"na göre: "Döviz fiyatının yüzde 30 artması ile banka sistemi çöker. Türkiye'de her kriz bankaların çökmesi ile başladı. Döviz küçük iniş ve çıkışlarla 5 yıldır yerinde sayıyor. Bunun başta gelen sebebleri dünyada para bolluğu var. Türkiye siyasi ve ekonomik istikrar ve kalkınma sebebiyle dünyadaki ölçülere göre en fazla döviz giren ülkelerin ilk sıralarında yer alıyor. Ve Türkiye'ye ihtiyacından fazla döviz giriyor. Ülkemizin her yıl dışarıdan 30 milyar dolar dövize ihtiyacı var. Kaldı ki bu yılın ilk 3 ayında 30 milyar dolar girdi. Yıl sonuna kadar 60 milyar dolar girmesi bekleniyor. Türkiye'deki bazı kuruluşlar ve medya bir kriz özlemi içindedirler. Yüzbinlerce iş yerinin kapanması ya da işlerini yavaşlatması ve milyonlarca kişinin işsiz kalması onların nazarında kıymet-i harbiyesi yoktur. Bunlar oruç dahil hayatlarında bir gün açlık çekmemiştir. Jön Türklerden bu yana Türkiye'nin kaymağını yiyen elit tabakalardır. Ve dış basına göre az olsun ama sadece benim olsun zihniyetini taşıyan oligarşik bir gruptur. Seçimler şayet olursa, bazı güçler sekteye uğratmazsa "Türk seçmeni" görüşü, partisi, ideolojisi ve inancı ne olursa olsun seçime iştirak yüzde 90'ların üstünde olmalıdır. Oy kullanmazsanız kazanan ve kaybedenler milletvekili adayları değil sizler olacaksınız. Ülkenin yeniden 5 yıl önceki krizini yaşamaması ve istikrarın devamı için oylarınızı kullanınız. İktidar kim olursa olsun ama istikrar devam etsin. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Genel Kurul'da bir konuşma yaptı: "Seçimi rantiye değil, şantiye kazanmalı... Halk kamplara bölünmek istemiyor. Birbirimize öteki diye baktığımızda sorunlar bu noktada başlıyor." TOBB'un istekleri son derece ülke menfaatleridir ve bu istekler ancak siyasi ve ekonomik istikrar ile sağlanır. Bu istekleri özetlersek: 1- Büyüme yüzde 7'nin üzerinde olmalı 2- Bütçe açık vermemeli 3- Enflasyon ve faiz tek haneyi geçmemeli 4- İşsizlik yüzde 5'in altına inmeli 5- Kişi başına gelir 10 bin dolara yükselmeli 6- Cari açığın neden olduğu kırılgan yapı dikkate alınmalı 7- Küresel rekabet birçok iş yerinin kapanmasına neden oldu. İstihdam üzerindeki katılıklar kaldırılmalı, mali yükler hafifletilmeli 8- İş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayacak bir eğitim reformu başlatılmalı 9- Kayıtdışının üzerine gidilmeli 10- Yeni ticaret kanunu hemen yasalaşmalı. 11- Yargıdaki aksaklıklar özel sektörü de etkiliyor. Yargı hızlanmalı ve tarafsızlaşmalı. Türkiye şu anda Avrasya'nın cazibe merkezidir. Batılı bir gazete son dönemde ülkemizde yaşanaları şöyle değerlendirdi: "Türkiye'de düzenlenen mitinglerin arkasında, etkinliğini kaybetmek istemeyen seküler elit sınıfın bulunduğunu... Ve bu kesimin İslamlaşma korkusu üreterek mevkilerini muhafazaya çalıştıklarını... Türkiye'yi on yıllar boyunca beceriksiz bir şekilde yöneten bu elit sınıfın, Türkiye'nin dünyada önemli roller oynamasını istemediğini... Küçük olsun ama sadece benim olsun mantığı ile hereket ettiği... Türk elitlerinin tek sevdası yapışık oldukları koltukları..."