Sözde Ermeni soykırımı Türk milletini bölmek ve Türk devletini yıkmak isteyen güçlerin sarıldığı bir şer vasıtasıdır. Geçmişte Osmanlı Devletini parçalayanlar, bugün de çeşitli yollarla Türkiye Devletine yönelmişlerdir. Ve sözde Ermeni soykırımı Sevr'i hortlatmak isteyenler için bir vasıta olarak görülmektedir. Soykırım iddiasını sözlü ya da yazılı olarak ortaya atanlar bunu belgelerle ispatlamak zorundadır. Ve hiçbir kuruluş ve yetkili yargıya müdahale etmemelidir. Yargıya müdahale bu suçu işlemiş intibaını uyandırır ve şer güçlere fırsat verir. Bin yıllık beraberlik Ermeniler Roma ve Bizans devirlerinde sayısız soykırıma uğradılar. İşkence ve zulüm gördüler. Selçuklu ve Osmanlı devrinde altın çağlarını yaşadılar. Türkiye'deki Ermeniler de bu vatanın evladlarıdır. Son yıllardaki Ermeni meselesi, sadece yalana dayalı sözde Ermeni soykırımına odaklanmak dış güçlerin tuzağıdır. Bin yıllık millet-i sadıkanın Osmanlı'ya hizmetleri gündeme gelmelidir. Hüdavendigar Onur'un "Ermeni Portreleri" (Millet-i Sadıka'dan Hayk'ın Çocuklarına-2) adlı eseri Türk-Ermeni ilişkilerinde müsbet bir adımdır. Hüdavendigar Onur eserinin önsözünde şöyle demektedir: "Yakın tarihimizde Türk-Ermeni münasebetleri üzerinde yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından birçok eser yazılmıştır. Bunların önemli bir kısmı soykırım iddialarını ispatlamaya veya yalanlamaya çalışan eserler olmuştur. Biz bu çalışmamızla Türk-Ermeni münasebetlerinin sadece 1915 olaylarına odaklanmaması gereğini de işaret etmiş oluyoruz. Osmanlı Devletinin 600 yıl boyunca İslam'a ve insanlığa hizmet etmesinden rahatsız olan batı dünyası, kurtuluşu bu cihan devletinin yıkılmasında görmüş ve bin bir türlü entrikayla bu emelini gerçekleştirmiştir. Fransız ihtilalinin etkisiyle millet olma bilincine yönelen Ermeniler, doğu dünyasına yeni bir şekil vermek isteyen batılı kurmaylar tarafından çok iyi yönlendirilmiştir. Bunlar, Ermenilerle ilgili efsanevi bir tarih uydururken, yüzyıllarca birlikte yaşadıkları Türk milletine ihanet etmeleri için Ermeni çetelerini organize etmişler ve yüz binlerce insanın ölümüne, perişan olmasına sebeb olmuşlar. Ermeni çeteleri, bir yandan da Birinci Dünya Harbi sırasında Osmanlı Devletinin Ermeni nüfusunun büyük bir bölümünü katlederek "soykırıma tabi tuttuğunu" iddia etmekten de geri kalmamışlardır. Biz, yarınlara huzur içinde varmak ve gelecek kuşaklara bulunduğumuz coğrafyayı emanet etmek istiyorsak, dün ile bugün arasındaki köprüleri korumak ve bu arada birlikte yaşadığımız toplumları iyi tanımak zorundayız. Bu amaçla da, her iki toplumun birbirini daha iyi tanıması, anlaması, belli hukuk çerçevesinde dostluk ilişkilerini geliştirmeleri gerektiğine inanıyoruz. Dünyanın birçok yerinde azınlıkların çoğunluğu iyi tanıdığına, bunun da doğal olduğuna inanılır. Bu sebeble, geçmişte içli dışlı olduğumuz Ermenilerle bazı sebeblerden dolayı bugün kopuk gibiyiz. Türkiye'de zaman zaman meraklılarınca yapılan araştırmalar, Ermenileri yeterince tanımadığımızı, bu topluma yabancılaştığımızı göstermektedir. Bu amaçla elde derli toplu ileride yapılabilecek daha teferruatlı araştırmalara bir ön adım olabilecek bu çalışmayı yayınlamayı uygun gördük." Not: İhlas Vakfı'na maddi yardımda bulunmak veya kurban vekaleti göndermek isteyenler; aşağıdaki banka hesap numarasına yatırabilirler. Vakıflar Bankası Nuruosmaniye Şubesi 2007042 no'lu hesap. Vakıf Merkezi: Telefon: 0 212 451 49 00 0212 513 99 00 faks: 0212 654 64 07 0212 513 68 57