Bazıları Afganistan'da bütün problemlerin halledildiğini ve savaşın sona erdiğini zannediyorsa da, çok yanılıyorlar. Afganistan nüfusunun yüzde 30'unu oluşturan Türkler de huzursuzdur. ABD'ye şartsız destek veren General Dostum "Hayal kırıklığına uğradık. Kabil'e gitmeyeceğiz. Onurumuz kırıldı. Kendi bölgemizde bu hükümeti tanımayacağız" demiştir. ABD'nin taşeronu olarak Talibanla savaşması ve ABD'nin katliamına katılması vahim hata idi. Peştunların lideri Geylani de "Mücahit liderlerin dışlandığını ve dengesiz bir anlaşma yapıldığını" iddia ediyor. Zahir Şah Batı'nın uşağıdır. Afganistan'ı temsil edemez. Afganistan'da Peştunların nüfusu 8 milyon ama Pakistan'da 16 milyondur. Müşerref de, Zahir Şah'a karşıdır. Çünkü geçmişte "Büyük Afganistan" planı ile Pakistan'ı rahatsız etmişti. Rahmetli Adnan Menderes, Bağdat Paktı üyesi Pakistan'a tesir ederek bu savaşı önlemişti. ABD Afganistan'ı İslâm'dan koparmak için her çareye başvuracak, bu da tepkilere sebep olacaktır. Bu Haçlı seferinin ikinci cephesi Filistin oldu. ABD'nin izni ve desteği ile Filistinlilere saldıran İsrail'in hedefi Filistin iç savaşıdır. Arafat bu tuzağa düşmedi ama baskılar çok arttı. Gerginlik sürerse muhalifleri ile arasında bir çatışma çıkabilir. ABD'nin taktiği Müslümanı Müslüman ile kırdırarak neticeye ulaşmaktır. Irak namlunun ucunda İngiliz The Observer gazetesi ABD'nin Irak'la ilgili gizli savaş planını ele geçirdiğini ileri sürdü. ABD saldırı bahanesi için ilk önce Saddam ile Usame bin Ladin arasında bağ kurmak istedi. Gerekli delil bulamayınca bu defa kitle imha silahlarını öne sürdü. Saddam'ın Irak'ı BM denetimine açmamasına sinirlenen ABD Başkanı Bush, CIA ve Savunma Bakanlığı'na Irak'a karşı bir askeri operasyon planları hazırlamaları istikametinde talimat verdi. Bu saldırıya İngiltere Başbakanı Tony Blair ile diğer AB liderleri karşıdır. Gazeteye göre "Irak'a saldırı, ABD liderliğinde yürütülen teröre karşı koalisyonun dağılmasına yol açacak." Kuzeye Kürt, güneye Şii Bu plana göre Afganistan'da Taliban muhalifi Kuzey İttifakı taşeron olarak kullanıldığı gibi; Irak'ta da Saddam muhalifleri isyan ettirilerek, silahlandırılacak, bunların kara harekatını ABD havadan destekleyecek. Kısa zamanda Irak'ın kuzeyinde Kürt Devleti, güneyinde Şii devleti kurulacak Türkler Afganistan'da olduğu gibi dışlanacak. Yine bu gazeteye göre Türkiye, Irak savaşına istemese de itilecek. The New York Times da değişik ifadelerle The Observer'in görüşlerini teyit etmektedir. Gazeteye göre İran, ABD'nin Irak'a saldırısına karşıdır. Türkiye ise kesin bir tavır sergilemeyip, bekle gör siyaseti ile ABD'ye teslimiyet içindedir. Tony Blair Irak kelimesi kullanmadan Afganistan'dan sonra ikinci cephenin açılacağının kesin olduğunu söyledi. Şahinler "kan" istiyor ABD'de Irak'a saldırı isteyen etkin bir lobi var. Bu şahinlerin başını CIA eski (1992-1995) Başkanı R. James Woolsey ile ABD Başkan Yardımcısı çekmektedir. Eski CIA Başkanı, CNN ve Washington Post'ta şu görüşü savunmuştur: "Irak operasyonu için yüzbinlerce ABD askerine, düzinelerce müttefike gerek yok. Tek anahtar ülke Türkiye'dir. Onların desteği yeter. Petrol ve Kuzey Irak'ta istikrar sözü verilmelidir. ABD Afganistan'ı bombalamaya başlayınca Kuzey Irak'taki Kürt liderleri Barzani ile Talabani alelacele barıştılar. Bahram Salih ile Hoşyar Zehani'yi Washington'a yolladılar. Barzani Musulu, Talabani ise Kerkük'ü işgale hazırlandılar.