ABD'de 2004 yılında yapılacak olan Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'nin aday adayı Senatör Lyndon la Rouche'nin 11 Eylül'den 48 gün önce BM ve Washington'da verdiği video-konferanstaki yorumuna dikkat çekmek istiyorum. Senatör burda: "Biz ve Avrupa iflasın eşiğine geldiğimiz gibi, Güney Amerika'yı da mahvettik. Meksika eskisi gibi değil. Panama, Ekvador artık yok. Kolombiya mahvoldu. Venezuela yıkımın eşiğinde. Peru aynı şekilde. Arjantin, Brezilya bölünüyor. Şili'de mali çöküş kapıda Bolivya, Paraguay ve Uruguay gibi ülkelerde büyük problemler var..." demişti. Afrika halkını birbirine kırdırıyorlar La Rouche itirafında Afrika için şunları söylüyor: "Afrika, ABD'nin gözleri önünde, İngilizler ve ABD'deki birtakım güçler tarafından resmen ortadan kalıdırılıyor. Meselâ Başkan Bush'un babası, Kanada'nın önceki başbakanıyla birlikte, Barrich Gold adlı firmalarıyla Kongo'ya yerleşmiş durumda ve buranın altın ve elmas yataklarını sömürüyorlar. Bunlar ve çok uluslu şirketler, Afrika'nın her tarafında özel ordular kuruyor ve Afrika halkını birbirine kırdırıyor. Bu şekilde, hem Afrika'nın zenginliğini çalıyor, hem de nüfusunu azaltıyorlar. Öte yandan, Asya'da yeni oluşumlar var. Rusya, Çin, Hindistan hatta bunlarla birlikte Japonya yeni oluşumlar içinde. Şanghay işbirliği örgütü kurulması gibi." Haçlı savaşı hazırlıkları La Rouche itirafında çok önemli bir noktaya temas ediyor: "Böyle dönemlerde dünya savaşları çıkarılır. Birinci Dünya Savaşını Asya'daki benzer oluşumların önünü kesmek isteyen İngilizler çıkardı. Önce Balkanları tutuşturdular, sonra dünyayı İkinci Dünya Savaşını aynı maksatla Almanlar çıkardı. Şimdikini ABD ve İngiltere içindeki güçler. Brejinski bunlara dahildir. Asya'daki oluşumları engellemek için dünya savaşı çıkarmak istiyorlar. Ağustos, bunun için en uygun aydır. Bu savaşın adını da Batı ile İslamın savaşı olarak koyacaklar. Bu savaşı engelleyemeyiz. Bunun için önce İsrail'deki Şaron'u durdurmalıyız. Bu adam savaş sevdalısıdır. Başka derdi yok. Onu durdurmalı. Ortadoğu'da barışı sağlamalı ve sistemimizi Rousevelt'in usulünce ekonomik kalkınmaya geçmeliyiz..." Bu görüşlere tamamen katılıyorum. Tabii unutmamak gerekir ki, ABD ve İngiltere Haçlı Seferini terörle mücadele ve özgürlük maskesi altında yaptılar. Türkiye ve bazı İslam ülkelerini gayeleri için kullanmak lazımdı. Haçlı Seferini maskelediler. Bazı yetkililer kanmış ve ikna olmuş olabilir! Ama Türk milleti ABD saldırısını tasvip etmemektedir. İnancı ne olursa olsun herkes bu savaşın Haçlı Seferi olduğu hususunda birleşmiş durumda. 11 Eylül neleri değiştirdi? 11 Eyül saldırısı ile "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi rafa kaldırıldı. Bu savaş ABD ve uşağı İngiltere'nin savaşı olduğu halde ABD dünyanın terörle savaşı yalanı ile "ya asker ya para" diyerek haraç almaktadır. Amerika artık rüyalar, özgürlükler ülkesi olmaktan çıktı. Halkın bir kısmı kendini dine verirken çoğunluk fuhuş, eğlence, içki ve uyuşturucuya verdi. ABD mozaiğini meydana getiren milletler arasında güven sarsıldı. "Batı" ve "Batı karşıtı" diye halk ayrım yapmaya başladı. Müslümanlara ve bilhassa Araplara saldırılar, camilere tecavüzler, zorla ABD bayrağını astırıp "teröristlere para siz verdiniz" diye hakaretler olağan hadiseler oldu...