Telekom ve IMF

A -
A +

IMF, Telekom'a aşırı ilgi hatta ilginin ötesinde talimat üzerine talimatlar vermiştir. Bu ültimatomlar 1999'da başladı. 1- Telekom'u Ticaret Kanununa tabi şirket haline getirin dediler ve bu istek yerine getirildi. 2- Telekomünikasyon piyasasını rekabete açın dediler. Emredersiniz dedik ve açtık. 3- Özerk üst kurul teşkil edin dediler. Telekomüniskasyon üst kurulu kuruldu. 4- Telekom'un ses ve görüntü nakli diğer alanlardaki tekelini kaldırın dediler. İlgili kanunu çıkardık. (Tekel 2003'te kalkıyor) 5- İlk önce yüzde 20'sini yabancı ortağa satın dediler. Sonra bu yüzde 33 ve bilahare yüzde 49'a çıktı. Şimdi yüzde 50'nin üstünde istiyorlar. Adeta ülkeyi IMF idare ediyor. 6- Şimdi personeline karışıyorlar. 7- IMF'nin baskısı ile lisans yetkisi Telekomünikasyon üst kuruluna devredildi. Bunca zamandır devamlı IMF'nin; şimdi de Bakanlar Kurulu'nda sadece Derviş'in istekleri oluyor. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Funda Başaran'ın incelemesine göre, her özelleştirme (Telekom da dahil) bir nevi batırma olmuştur. Çünkü her özelleştirmeden sonra işsizlik, yatırım ve hizmet kapasitesinde düşme ve tarifelerde (halkın ödediği faturalarda) aşırı artış oldu. Uluslararası şirketlerin kârı artsın da, varsın ülkenin halkları ezilsin. Bütün dünya, federal rezerve (ABD özel bankaları) ve uluslararası şirketer için çalışıyoruz. IMF ise bunların verdiği kredilerin faiz ve anaparaların muntazam geri dönüşünü temin eden uluslararası çek-senet "tahsildarı"dır. Rusya IMF'den kurtuldu ve krizden çıktı. Ekonomisi giderek gelişiyor. Enis Öksüz, Telekom domates ve peynir değil, görüşüyle, "Dizimizi döven ülke olmayalım" diye direnmiş neticede yine IMF'nin isteği olmuştur. Arnavutluk'un Telekom'unu satın alan Yunanistan, Arnavutluk'taki Telekom'u felç etmiştir. IMF aynı şey peşindedir. Yakında Türk Telekom'u felç olursa dizinizi dövmeyin. Kılavuzu IMF olan her ülke batmıştır. Türkiye'nin, Somali gibi açlık ülkesi olması için IMF, çiftçiyi, hayvancılığı felç etmektedir. Sudan, IMF kredisini kabul etmediği için ABD'nin ve Batı'nın düşmanı ilân edilmiştir. IMF'nin tek işi iç ve dış rantiyecilerdir. Halk fakirleşmiş, esnaf siftah yapamamış, onbinlerce işyeri kapanmış ve işsizlik dünya ülkeleri arasında en fazla Türkiye'de olmuş, IMF'nin ve Derviş'in umurunda değil. Yeter ki Türkiye dış borç ve iç borç faizlerini ödesin. Batık bankalar kurtulsun. Finans sektöründen başka derdi yok. Bir emekli subay (Hava füze ve harekât uzmanı) olarak muhaberatı (haberleşmesi) kontrol edilen bir ordunun can damarı (Aort damarı) kesilmiş sayılır. Askeri hatların başka bir ülke kontrolünde olması demek ise bu ordunun peşinen hezimeti ve caydırıcı gücünün sıfırlanmasını kabul etmek sayılır. Bunun son misali Arnavutluk'ta oldu. Arnavutluk Telekom'una sahip Yunanlılar, Arnavutluk'taki karışıklıklara müdahale ettiler. Haberleşme hatlarını kestiler. Hem Arnavut halkını hem de Arnavutluk iktidarını çaresizlik içinde bıraktılar. Haberleşme gücüne hakim olan Yunanlılar bu sayede, Arnavutluk'taki yönetimi, istedikleri gibi belirleme ve olaylara milli çıkarları doğrultusunda yön verme imkanına sahip oldular. Arnavutluk ordusuda gelişmeleri, çaresizlik içinde izlemek durumunda kaldı. Telekom krizi liderler arasında çözülmüş olsa bile, milletin nazarında bu mesele devam etmektedir. Halkın çoğu Telekom'un bu şartlar altında özelleştirilmesine karşıdırlar. Osmanlının çöküş devrinde sahne Osmanlının idi. Dış güçler sadece sahne gerisinde fısıldayan (süflör) idi. Şimdi sahnede onlar, Türkiye ise mektupla öğretimden mektupla yönetilen bir konuma sıçradı. 15 Ocak 1998'te Endonezya Devlet Başkanı Suharto, başkent Cakarta'da IMF antlaşmasını imzalamıştı. Başında IMF'nin o tarihteki Başkanı Camdessus dikiliyordu. 3 liderin imzası halkı üzmüş ve yaralamıştır. 10 milyar dolar için bu değer mi? 1996 yılında Anayasa Mahkemesi Üyesi olan Ahmet Necdet Sezer, Tekekom'un yüzde 35'lik satışını "Bağımsızlık ilkesi" gerekçesiyle ret oyu vermişti. Şimdi tasdik ederse, acaba neler değişmiştir. Anayasa ve stradejide değişiklik olmadı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.