Şu anda bütün televizyon kanallarında yayınlanan Televole programlarına sanatçısı, mankeni, aydını, devlet adamı, her gruptan insan tepkilidir. Dahası şikayetçidir. Kısacası toplumun her kesimi bu programlara el konularak yeniden düzenlenmesini istemektedir. Psikiyatrist Doç. Dr. Mücahit Öztürk'e göre: Televizyon çocuğun sosyal gelişmesini olumsuz etkiliyor. 0- 3 yaş arasındaki çocuklarda konuşma yeteneğinin gerilemesine sebeb oluyor. 7- 12 yaşındakiler televizyondaki karakterlerle özdeşim kuruyor. Yeni bağımlılık çeşidi internet kafelerdir. Cumhuriyet Üniversitesi'nden Ali Esgin'e göre: Bilgisayar kullanıcılarının yüzde 43'ü chat, yüzde 26'sı bilgisayar oyunu, yüzde 7'si film, yüzde 19'u internet ortamında gezinti yapmaktadır. Boşanmaya yol açan yeni sebeb chat'tir. ABD'den sonra dünyada en çok televizyon seyreden ülke Türkiye'dir. Sadece televizyonlarda Türk dizileri yüze yakındır. Televole ahlâkî çöküşün diğer adıdır. Türk halkı yılda ortalama 500 saat televizyon seyrediyor. Oysa ki, bu 500 saat içinde 150 kitap okunur. En az 1 dil hatta 2 dil öğrenilir. Ancak şurası bir gerçek ki, televizyon seyrettikçe tembelleşiyoruz. 25 Nisan 2002 tarihli Vakit gazetesinde Şadan Herekeli ve İ. Hüseyin Çelik'in yazısı: "Televizyonkolik bir millet haline geldik. Aile fertleri birbiriyle konuşmuyor. Sadece hipnoz edilmiş gibi tv izliyoruz. Nasıl giyineceğimizi, iyiyi-kötüyü, kepeğe karşı etkili şampuan kullanmamız gerektiğini, neye gülüp neye kızacağımızı televizyondan öğreniyoruz. Resmen güdüleniyoruz. Misafirliğe gittiğimiz yerde sohbet etmek yerine tv seyretmenin doyulmaz anlamsızlığını yaşıyoruz..." ABD dünyaya Hoollywood kültürü yayıyor. Türkiye'deki bu programlarda bu düşüncenin bir uzantısı gibi geliyor. Vakit gazetesinin 24 Eylül 2005 tarihli sayısında dizilerde misyonerlik yapıldığının anlatıldığı haberde: "Sağlık Bakanı eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Aycan, televizyon dizilerinin aile-çocuk ve halk sağlığı açısından iki önemli problemi beraberinde getirdiğini vurguladı. Televizyon ekranından yansıyan elektromanyetik dalgaların özellikle çocuk sağlığı açısından zararlarına değinen Aycan, 'Ancak çok daha önemlisi dizilerde verilen mesajlar. Son zamanlarda bazı dizilerde özellikle Hıristiyanlık propagandası yapılmaktadır. Bu dinin mensuplarının çok daha insancıl, daha bilgili ve dürüst oldukları şeklinde etkili ve kitlesel misyonerlik faaliyetleri yapılmaktadır' dedi. Geçen yıl oynayan Kurşun Yarası ve Yabancı Damat gibi dizilerdeki bazı gayrimüslim karakterler 'sevimli' imajlarla veriliyor." denilmektedir.