Bush cuntası ve IMF, hükümete aşırı ölçüde baskı yaparak ve hatta bir nevi Türkiye'yi sömürge ve "muz cumhuriyeti" statüsü uygulayarak "Hafta sonuna kadar bu karar çıkmalıdır" şeklinde direktif verme cüretinde bulunmaktadır. "Borç (kredi) alan emir alır" görüşü Bush cuntası ve IMF'de kökleşmiş bir görüştür. Batı nazarında Türkiye uslu çocuktur. Ne istersen "verir" ve "yapar" görüşü hakimdir. Maalesef Tanzimattan bu yana (istisnalar hariç) daima Batı'nın istediği olmuştur. Devamlı taviz veren de, kaybeden de biz olduk. ABD'nin istediği "tezkere" Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırıdır. Ancak Birleşmiş Milletler kararı olursa hukuken meşru olur. Ama Türk milleti nazarında asla muteber ve meşru sayılmaz. Türk halkının yüzde 92.3'ü kesin olarak savaşa karşıdır. ABD ve IMF'nin baskısı ile gayri meşru olarak çıkacak tezkere, AKP iktidarının bir daha iktidar olmamak üzere "Terhis tezkeresi" olabilir. Tezkere fiilen savaşa katılmak demektir. ABD'ye asla güvenilemez 1991 Körfez Savaşının ABD'ye maliyeti 61 milyar dolar idi. ABD bu masrafın 17 milyar dolarını S. Arabistan, 16 milyar dolarını Kuveyt'ten, 4 milyar dolarını Körfez Emirliklerinden, 6.5 milyar dolarını Almanya, 11 milyar dolarını Japonya'dan ve geri kalan 7.5 milyar dolarını diğer ülkelerden alarak; savaşı sıfır maliyetle gerçekleştirdi. Türkiye ise bu savaşta AKP Bakanına göre 180 milyar dolar (aslında 230 milyar dolar) kaybetti. ABD, rahmetli Turgut Özal'a (sözle) "Savaş masraflarını ve savaşın vereceği zararları karşılama güvencesini" vermişti ancak yerine getirmedi. Üstelik Çekiç Güç belası halen devam etmektedir. Ve Çekiç Güç'ün PKK'ya yardım ettiği emekli olmuş ve Silahlı Kuvvetlerin en üst kademesinde görev alan komutanların itiraflarıyla sabittir. ABD'nin yapmayı tasarladığı ikinci savaşta masrafı en az 100 milyar dolar ve 10 yıl içindeki maliyeti 1 trilyon dolar olacağı ABD'nin ekonomi uzmanlarının resmi açıklamasıdır. Saddam ABD'nin işgal edeceği petrol kuyularının tamamına yakınını imha edeceğine göre ve ABD'ye ilk Körfez Savaşında olduğu gibi savaş maliyetine kimse iştirak etmeyeceği göz önünde tutulursa ABD'nin en fazla 20+6 milyar dolar ödemesi asla mümkün olmayacaktır. Varsayalım yazılı taahhüd olsa bile bu "Buz üzerine yazı yazmak" gibi olacaktır. ABD tarihini incelersek "sözünü tutma özürlüsü" olduğunu görürüz. ABD Türkiye'ye karşı 1-Kürt kartını 2-IMF 3-Musul-Kerkük'ün geleceği 4-Iraklı Türkmenler 5-Savaş sonrası masada bulunmamayı 6-AB ve Kıbrıs meselesinin aleyhimizde sonuçlanacağı 7-ABD ile Türkiye arasında stratejik ortaklık bozulur gibi tehditlerle şantaj yapmaktadır. "Büyük devletlerle çok yakın işbirliği, ayıyla aynı yatağı paylaşmaya benzer"