Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Yeltsin devrinde Rusya Federasyonu son derece ağır ekonomik, sosyal ve ahlakî bir bunalım geçirdi. KGB'nin mensubu Putin'in iktidarı ile Rusya yeniden süper güç haline geldi. Son küresel ekonomik krizden en az yara alan ülkelerden biri de Rusya oldu. Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya kaç asırdır toplam 16 savaş yaptı. "93 Harbi" denilen 1876-1878 Osmanlı-Rus Savaşı Mithat Paşa'nın gafleti ile açıldı ve bu savaş Osmanlı Devletinin çöküşünü hızlandırdı. Bu savaş ve 1878 Berlin Konferansı Millet-i Sadıka olan Ermenilerin 39 kanlı isyanının itici gücü oldu. İttihat Terakki'nin ihanet derecesindeki hataları neticesi girdiğimiz Balkan Harbi ve Birinci Dünya Savaşı ile Osmanlı Devletinin çöküşü daha da hızlandı. Sultan Abdülaziz Han İslam Birliğini kurmak istediği ve bu konuda projeler hazırladığı için şehid edildi. Sultan Abdülhamid Han da Birinci Dünya Harbinin adım adım yaklaştığını görüp, tarafsız bir politika takip etmek istediği için Birinci Dünya Harbinde birbiriyle savaşan güçlerin ortak kararı ile tahttan indirildi ve indirilişinin taşeronluğu İttihat Terakki'ye havale edildi. Aslında Osmanlı Devletinin çöküşü Tanzimat ile başladı. Millî ve manevî değerlerin ihyası gerekirken, Osmanlıya tamamen zıt Batı'nın görüşleri alındı. O tarihte Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun başbakanı olan Metternich, Osmanlı idarecilerini ikaz etti. Batı'yı taklid ederseniz Osmanlı yıkılır dedi. İşbaşında olan bürokratlar bu ikaza kulaklarını tıkadılar. Şu anda Rusya Federasyonu ile âdeta stratejik ortak durumundayız. Enerji bakımından doğalgazın çoğu Rusya'dan geliyor. Rusya ile ticaretimiz Almanya'dan sonra ikinci sıradadır. Yakında Putin Türkiye'ye gelecektir. Son 5 yılda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Putin ile 8 defa görüştü. Türkiye'nin Rusya'da yatırımları vardır. Rus turistleri Antalya'yı yazlık ve tatil yeri olarak değerlendirmektedirler. Çarlık ve Sovyet devirlerinde potansiyel düşman olan Rusya ile münasebetler son derece normal seviyededir. Ve bunun devamı Türkiye gibi Rusya'nın da menfaati gereğidir. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu komşularıyla (Rusya-Gürcistan-Azerbaycan-Suriye-Irak-İran) 2008 ihracatı 16 milyar 208 milyon 894 bin dolardır. Bunun 6 milyar 481 milyon 480 bin doları Rusya'ya aittir. Aynı ülkelerden 2008 ithalatı ise 42 milyar 978 milyon 657 bin dolar olup bunun 31 milyar 364 milyon 477 bin doları Rusya'ya aittir.