Küresel sermaye 56 İslam ülkesinin iktidarını satın almıştır. Türkiye'yi satın alamadıkları için bu kadar düşmandırlar. Kendilerine hizmet etmeyen iktidarları darbe ile yıkmaktadırlar. 17-25 Aralık ve bunun devamı olan Yüce Divan oylaması darbe teşebbüsüdür. Bu darbelerin asli unsuru paralel yapıdır. Muhalefet darbeye destek vermiştir. Muhalefet liderlerinin tamamı son derece yetersizdir...
Paralel yapı 17-25 Aralık darbelerinin başarılı olacağına kesin inanmıştı. Ya başarılı olamazsak alternatifini düşünmediler bile. Peki neden düşünmediler? Çünkü İsrail, ABD ve İngiltere kesin garanti vermişti.
Türkiye'nin içte ve dışta çok düşmanı var. Tedbirli olmak zorundayız. "Su uyur düşman uyumaz." Diyarbakır'da (Diyar-ı Bekir'de) 100 bini aşan bir topluluğun Sevgili ve Şerefli Peygamber Efendimize (Sallallahü aleyhi ve sellem) sevgi gösterisi son derece sevinç vericidir. Bu gösteride PKK'ya yer verilmemiştir.
Bir ülkede halkı birleştiren en güçlü bağ İslamiyettir. Ama CHP Türkiye'de, İngilizler Arap ve İslam ülkelerinde "ümmet" şuurunu yok ettiler. Felaketlerin asli sebebi budur. İslam Dünyası ekonomik, siyasi, kültürel iş birliğine gittiği gün Hıristiyan Batı medeniyeti yıkılır.
Muhalefetin iktidar olmak diye bir hedefi yoktur. Aslında imkânları da yoktur. Muhalefetin, Paralel Yapının, vesayet rejimi taraftarlarının, emperyalist güçlerin, küresel sermayenin, okyanus medyasının, yasa dışı kuruluşların bu ülkenin evladı olup Haçlı ordusu görevini yapanlar İstanbul Dükalığı (Baronlar) faiz lobisinin ideolojileri, inançları, sosyal durumları farklı bu kişiler tek bir hedefte birleşmiştir. Bu hedef ise AK Partinin oylarını bölmek. 7 Haziran seçimlerinin neticesinde AK Parti milletvekili sayısının "yeni Anayasa" yapmasını önlemektir.
Başkanlık sistemi Türkiye için en uygun sistemdir. 1923'e kadar 3400 yıllık Türk tarihi devamlı başkanlık (Kağan Han, Sultan) ile yani "Başkanlık" sistemi ile idare edilmiştir. 1923-1950 parlamenter sistem sadece Anayasada kâğıt üzerinde kalmıştır.
Mustafa Kemal ve İsmet İnönü, o zaman devletin tek hakimi idiler. O kadar ki, rahmetli şehit İskilipli Atıf Hoca'nın duruşmasında savcı beraatini istedi. Çünkü şapka ile ilgili kanun çıkmadan önce bu kitap yazılmış idi. Mustafa Kemal'in emri üzerine mahkeme idam kararı verdi.
Ben de hukukçuyum. 41 yıllık avukatım. Maalesef 1923'ten sonra yargı ne bağımsız ne de tarafsız olmuştur. Vesayet rejiminin, son yıllarda ise 'imam'ların emrinde olmuştur. Hakim ve savcıların içinde son derece dürüst, meslek aşkı olan çok sayıda insan vardır. Ama imamlara bağlı savcı ve hakimler bayram izinlerinde bile imamlardan izin almadan memleketlerine dahi gidemezler.
Askerlikle ilgili davalarda az da olsa suçlu olanlar vardır. Fakat sahte belgelerle hüküm giymiştir. Bunların hepsi ABD ve İsrail'e mesafeli idi. Paralel Yapı bunları -İsrail ve ABD adına- cezalandırdı. Ayrıca kendi mensuplarına yol açmak istediler...