Türkiye'yi karıştırmak isteyenler

A -
A +

"Ateş düştüğü yeri yakar" sözü doğrudur. Şehitlerimizin yakınlarının ömür boyu acılarını paylaşıyoruz. Paylaşılan acılar azalır ve paylaşılan sevinçler artar denilse de şehit yakınlarının acıları "hal bilgisi"dir. Ancak bu acıyı çekenler bilir. Ama her şehidin acısı Türk milletinin yüreğine düşen bir ateştir. Türkiye ne zaman düzlüğe çıksa emperyalist güçler ve bunların az da olsa Türkiye'deki uzantıları ülkeyi karıştırmaktadır. Geçmişten bu yana ilerici-gerici, sağcı-solcu, Türk-Kürt ve sünni-alevi son olarak da İslamcı (bu tabir uygun değildir)-laik tuzakları ile ülkemizi bölmek istemektedirler. Türk silahlı kuvvetleri mensuplarına karşı alçakça işlenen cinayetlerin, arkasında yalnız PKK yoktur. PKK sadece taşerondur. Onun arkasında bazı iç mihraklar ile bazı emperyalist devlet ve küresel sermaye olduğuna kesin olarak inanıyorum. Ben hiçbir partinin mensubu değilim. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana son 5 yılda Türk ekonomisi hızlı adımlarla şöyle dursun uçarak mesafe almıştır. Geçmişte Adnan Menderes ve Turgut Özal'ın aleyhine bir hava estirilmiş idi. Yıllar sonra halk pişmanlık duydu ve rahmetli Menderes ve Özal'ı mumla aradı. Bunun bedelini yine çilekeş halk ödedi. Oligarşik elit, mutlu azınlık servet ve makam kazandı. Şu anda aynı senaryo gündemdedir. Gaybı elbette Allahü teâlâ bilir. Geçmişte Afganistan, Çeçenistan (ilk savaş) Kosova, Bosna-Hersek ve bilhassa 1990 öncesi Körfez Savaşı ile ilgili yazılarımda yanılmadım. Şimdi de ülkenin gidişatını beğenmiyorum. Ömründe oruç bile tutmayan mutlu azınlık milyonlarca aile reisinin evine birkaç ekmek bile getirememenin ıstırabını acaba bir gün olsun vicdanında hissetmiş midir? Her partinin iktidar olma arzusu anayasal hakkıdır. Ama seçmene projelerini ve görüşlerini anlatmak yerine şehidler üzerinden çok partili demokratik rejimi zedelemesi hatalıdır. Çok partili rejim yıkılırsa bu enkazın altında ezilen yine halk olacaktır. En az 200 yıldır oligarşik elit zümre daima kazanan, halk ise kaybeden olmuştur. Türkiye'de laiklik ve cumhuriyet asla tehlikede değildir. Ama Tanzimat'tan bu yana ülkeyi sömüren ve kendilerini ülkenin hakimi, halkı ve halkın seçtiğini hor görenlerin isteği vesayet altında demokrasidir. Maalesef Türkiye'de demokrasi diğer demokratik ülkelerdekine pek benzemiyor. Esasen dış basında Türkiye yarı demokratik ülkelerin arasında gösterilmektedir. Benim ülkemin ne eksiği ya da suçu vardır ki, neden gerçek demokratik ülkeler arasında yer almıyoruz? Bunu engelleyenler kimlerdir? Evet Türkiye'de özde demokrasi isteyenlerle sözde demokrasi isteyenler arasında bir mücadele vardır. Eşkıyanın ve teröristin hedefi cinayettir. Devletin vazifesi en ince detaylara inerek canilere bu fırsatı vermemek ve gereken tedbirleri almaktır. Seçim mücadelelerinin kavgasız, gürültüsüz ve dünyaya örnek olacak şekilde geçmesi ülkemizin menfaati gereğidir. Bu konuda son sözümüz siyasi iktidar ve ekonomik istikrarın devamıdır. Şehit cenazelerinde siyasi rant sağlayanları üzülerek seyrediyoruz. Dış ve iç bazı güçler provokasyonlarla ülkeyi karıştırmak ya da savaşa sürüklemek en azından seçimi ertelemek peşindedir. Bu konuda gayet dikkatli davranalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.