Üniversiteler

A -
A +

Geçmişte "Medreseler" zamanımızda "Üniversiteler" medeniyetlerin inşası, geliştirilmesi ve devamında önemli rol oynayan bilim yuvalarıdır. Osmanlının yükseliş devrinde yalnız medreseler tekke ve zaviyeler, mescid ve camiler hatta evler bir okul idi. Ne zaman ki ilmin yerini siyaset, menfaat aldı, fitneler karıştı Osmanlının yıkılışı başladı. İbn-i Sina'nın "Tıbbın Kanunu" kitabı Avrupa'da 1650 yılına kadar tıp fakültelerinde ders olarak okutuldu. Avrupa ilmi Endülüs'ten aldı ve geliştirdi. Osmanlı devrinde ilk Batılı üniversite 1863 yılında "Darül- fünun" kuruldu. 5 defa kapanmasına rağmen 1933 tarihine kadar eğitime devam etti. Devrimlere destek vermediği 1933 yılında kaldırıldı. Çok kıymetli öğretim görevlisi ilim adamlarının çoğunun işine son verildi. O tarihte Hitler Almanya'sından kaçan ilim adamları ile boşluk doldurulmayınca bir gecede lise mezunu çok sayıda devrim yanlısı Profesör ünvanı verilerek kadro dolduruldu. 96 kişi kadro dışı bırakıldı. 69 kişi alındı. 50 Alman ilim adamı 69'a dahil değildir. Darülfünunun işi üniversite oldu. Ve üniversitenin özerkliği 2225 sayılı kanunla kaldırılarak milli eğitim bakanlığına bağlandı. 1935 yılında Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Üniversitesi ile İstanbul'da İstanbul Teknik Üniversitesi kuruldu. 1933- 1946 arasında üniversitelerde özerklik yoktu. ABD'nin baskısı ile çok partili rejime geçildi. Çok partili sisteme geçmezseniz Birleşmiş Milletlerin kurucu üyesi olamazsınız denildi. İnönü mecburen çok partili sisteme geçilmesini kabul etti. 1946 yılında "Üniversiteler kanunu" ile özerklik yeniden verildi. 1946- 60 arasında (Ege, Ortadoğu Teknik, Karadeniz Teknik ve Hacettepe) üniversiteleri kuruldu. 1933- 52 arasında Türkiye'de kalan Alman Prof. Schwartz Türkiye'den ayrılırken 1933 reformunun başarısız olduğuna dair bir rapor hazırladı. Bu rapordan önemli bir bölüm şöyledir: "Bir çok Türk aydınında ki yetersizlik duygusu ve bunun sonucu olarak böbürlenmek, gerçekten çalışkan, başarılı olanları çekememek... Yine bu aydınlardaki yüreksizlik duygusunun sonucu olarak da bizzat bilimsel çalışmayı değil, mevki ve makamlara özel işlere önem vermek" 1933 üniversite reformunun başarısız olduğunun göstergesi olarak kabul edilyordu. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinde 147 öğretim görevlisinin işine son verildi.1961 anayasasında üniversitelere yönetsel ve bilimsel yönden tam özerklik verildi. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra anayasada yapılan değişiklik ile hükümetin üniversitelerin yönetimine el koyabileceğine ilişkin hükümler kondu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 1981 yılında Yüksek Öğretim Kanunu ile Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) kuruldu. Üniversite özerkliği zedelendi. Üniversiteye 1933, 1946, 1960, 1971 ve 1981'de müdahale edilmiştir. Türkiye'deki üniversitelerde 43 bin 251 öğrenci (2012- 2013 ders dönemi) 2015 hedefi ise 100 bin yabancı öğrenci  ve 4 milyar dolar gelir beklenmektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.