Uyuşturucu felaketi!..

A -
A +

Son yıllarda gençler arasında uyuşturucu ve ilaç kullanan ya da bağımlı olanların sayısı çığ gibi artmaktadır. Kısa süre önce Türkiye'nin tanınmış bir kolejinin tuvaletinde uyuşturucu madde kullanılması görüntülerinin televizyonda yer alması kamuoyunda şok tesiri meydana getirdi. Bağımlı madde kullanımı bilhassa liseli öğrenciler arasında artmaktadır. Okula gitmeyen işsiz ve de göç ile büyük şehirlere gelen fakir aile çocukları misyonerlerin koordine ettiği bir faaliyet ile hem Hristiyan yapılmakta, hem de bağımlı hale getirilmektedir. (Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu'nun araştırması) Daha önce AMATEM'de görevli uzman doktor Kültegin Özel'in 2004-2005 yıllarında 16-18 yaş arası 6 bin çocuk üzerinde yaptığı araştırmaya göre; okul içi ve okul dışı ortam, madde kullanan ya da kullanmayan için sağlıklı değil. Uyuşturucu kullanmayan gençlerin yüzde 15'inin uyuşturucu kullanan arkadaşları var. Uyuşturucu kullananların yüzde 73'ünün uyuşturucu kullanan arkadaşı var. Uzmanlara göre madde kullananların çoğu tedaviyi ancak bağımlı olduktan sonra ya da madde bulamayıp çaresiz kalınca kabul ediyor. Ailenin verdiği destek ise tedaviyi kolaylaştırıyor. En tesirli faktör ailedir. Çocuklarınızla iyi ve yakın münasebet kurun. Kiminle arkadaş olduklarına dikkat edin. Çocuğa son derece çok ilgi de risklidir. En riskli devre lise çağıdır. Uzman doktor Gültekin Köroğlu'na göre: Bir defa esrar deneyen gençler yüzde 4, alkol yüzde 45 ve sigara yüzde 55'tir. Bilimsel araştırmalara göre arkadaş ve merak ilk sıradadır. Risk alanları ise bazı (disko, kafe, bar, yurtlar ve ev partileridir) Okul çevreleri polisin son derece büyük tedbirlerine rağmen para ile ya da bedava uyuşturucu satıcıları (torbacıların) kuşatması altındadır. Hedef seçilen gençlere bağımlı oluncaya kadar bedava uyuşturucu vermek mafyanın taktiğidir. Zengin gençlerin parası yolunurken; bağımlı olan kız fakir ise fuhşa sürüklenmekte, erkek fakir ise kapkaççı ya da hırsız yapılmaktadır. En azından uyuşturucu satıcısı olmaktadır. Bağımlı olan gençlerin itirafına göre: Uyuşturucu peynir-ekmek gibi satılıyor. Ayrıca internet yoluyla da satılıyor. Uyuşturucuyu bulmak çocuk oyuncağı gibidir. Temin edilmesi güç satın alınması zor olan kokaindir. 1969 yılında Türkiye'de "eroinman" yok idi. Uyuşturucu mafyası eroini pudra şekeri ile incelte incelte yüzde 2.5-3'e düşürür. Yüzde 3'e alışan eroinman yüzde 4.5 oranında eroin alırsa, bu damarda dinamit gibi patlar. Buna eroinmanlar "altın vuruş" derler. Ve netice ölümdür. Uzmanlara "benim oğlum ya da kızım bu maddeyi kullanmaz" diyen anne ve babalar dünyanın en iyi niyetli kişileridir. Polisiye tedbirler ancak kamuoyunun, ailenin ve medyanın desteği ile etkili olur. En yüksek risk "ergenlik çağı"dır. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan'a göre: "Çocuğunuzda meydana gelen ani ve sıra dışı değişikliklere dikkat edin. Çocuğunuzun davranışlarının gözlenmesinde daha hassas davranın. Ve gerektiğinde profesyonellerden yardım alabileceğinizi unutlayın." Kötü alışkanlıklarla mücadele milli meselemizdir. Yeşilay Cemiyeti bu mücadelede ön saftadır. En önemlisi de genç nesillerin geleceğimizin teminatı olmasıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.