"Ver kurtul"cular yanlış yoldalar!

Türkiye'de bazı politikacılar, yazarlar ve enteller Rauf Denktaş'a haksızlık ediyorlar. Kıbrıs, Haziran 2002 hatta bu yılın sonuna kadar en kritik dönemini yaşamaktadır. Rauf Denktaş çözümü reddetmiyor. Aksine uzlaşmayı istiyor. Kıbrıs'ın Rum bölgesi hükümeti ve Klerides bütün Kıbrıs'ı asla temsil edemez. Bu 1960 yılında kurulan Kıbrıs Devletinin anayasasına ve 1959 yılında yapılan Londra ve Zürih Antlaşmasına aykırıdır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ABD bütün gücüyle Kıbrıslı Rumların yanında yer almaktadır. Anlaşmalar ve uluslararası hukuk alenen çiğnenmektedir. Geçmişte Girit'i Yunanistan'a hediye eden Hıristiyan Batı, bugün de aynı senaryoyu icra ediyor. Rum lideri Klerides ve hükümeti "Ne olursa olsun AB'ye tam üye olarak kabul edileceksiniz" garantisini AB'den aldıktan sonra, barış için hiçbir gayret göstermiyor. AB'nin niyeti bozuk Prof. Dr. Erol Manisalı'nın da ifade ettiği gibi Kıbrıs Meselesi, Türkiye'nin AB'ye girişini önleyen bir engeldir. Şayet AB'nin Türkiye'yi AB'ye tam üye olarak alma niyeti olsa yalnız Kıbrıs değil, Ege ve bütün ihtilaflar çözülür. Tam üyelik statüsünde sınırlar ortadan kalkacağına göre mesele kolay halledilir. Ama Avrupa Birliği Türkiye'yi hiçbir zaman almayacağı için Kıbrıs, Ege ve diğer konularda taviz alacaktır ama asla ve asla Türkiye'yi bünyesine almayacaktır. Türkiye büyük ülkedir. AB'ye aday olan 12 ülke toplam nüfusu ve yüzölçümünü bir nebze geçiyor. Kararların alındığı bakanlar konseyinde Türkiye'nin oyu Almanya ve Fransa ile aynı miktarda olacak. Avrupa Komisyonunda Türk Komiser sayısı Fransa ve Almanya ile eşit olacak. Türkiye'nin tam üye olmasıyla diğer ülkelerin pastadaki payları azalacaktır. AB kumar oynuyor AB'nin stratejisi, gerek Kıbrıs gerek Ege ve diğer ihtilafların Yunanistan lehinde halli; ve bunu mevcut Türkiye hükümetine yaptırabileceği temeline dayanır. AB'nin 1999'da Türkiye'yi aday yapmasının sebebi tavizleri kolayca alabilmek içindir. Yoksa tam üyeliğe geçişi için değildir. Avrupa Araştırmalar Merkezi (CEPS) Kıbrıs Uzmanı Nathalie Tocci'ye göre: "Rum kesiminin tek başına üyeliğe kabul edilmesi halinde bütün taraflar kaybeder." Uzmanlara göre Kıbrıslı Rumların AB'ye girişi ile AB zor günler yaşayacaktır. 1974'ten bu yana dünyanın en huzurlu bölgesi olan Kıbrıs'ta gerginlik artacak ve Kıbrıs Filistin, Bosna-Hersek haline gelecektir. Esasen AB'nin de hedefi Kıbrıs'ta ve dolayısıyla Türkiye ile Yunanistan arasında gerginlik ve hatta silahlı çatışma ortamı hazırlamaktır. 1959'da imzalanan Londra ve Zürih Antlaşmasından sonra "Garanti Anlaşması" imzalandı. Buna göre Kıbrıs'ın tamamen ya da kısmen siyasi veya ekonomik bir birliğe katılması yasaktır. AB daha önce imzaladığı anlaşmaları hiçe sayarsa, bundan sonraki anlaşmalara ve garantilere nasıl güvenilir? Kıbrıs meselesi, Kıbrıslı Türklerden çok; Türkiye'nin güvenlik meselesidir. "Kıbrıs'ı ver kurtul" Anadolu'yu vermekle eşdeğerdedir. Kıbrıs'ı verenler gelecekte "hain" damgası ile suçlanacaktır.